Güneydoğu'dan son fotoğraf
Temel soru şu: "Eşit vatandaşlık temelinde, barış içinde bir arada mı yaşanacak yoksa ülkenin bir bölümünde etnik temelli yönetsel ayrıcalık elde edilerek kalanı üzerinde yeni talepler mi gündeme getirilecek?"
Yürüyen çözüm sürecinin alacağı şekil, yukarıdaki soruya verilecek yanıtla doğrudan ilgili. Halkın önemli bölümü "silahlar sussun, kan dökülmesin" umudu ile sürece destek verirken devletin genel yaklaşımı da Doğu ve Güneydoğu'yu ülkenin her yöresiyle kalkınma temelinde buluşturma üzerine kurulu. 2008 baharında açıklanan GAP Eylem Planı'na gelinceye kadar bölge için geliştirilen plan ve projelerin sayısını -bu alanı izleyen biri olarak- ben bile unuttum. Ama şu kadarını söyleyebilirim, özellikle yatırım perspektifi 2018'e kadar genişletilen, teşviklerle himaye edilen bir bölgeden söz ediyoruz. "Terör gölgesinde, ayrışma senaryosu ile sahne alan güçlere, yer yer yaşanan duygusal kopuşlara rağmen GAP illeri hep kamu vicdanı ve ortak akılla değerlendirildi." Bugün, Güneydoğu'ya yapılan milyarlarca liralık yatırıma, "Kürtler için ne lüzum var?" denmiyorsa bu, ağır bedellere rağmen Türkiye'nin en büyük kazancıdır. "Öldürmeye dayalı kanlı terör mekanizması, karşısında yaşatmaya programlı devlet anlayışını buluyorsa" bu, gelecek garantisidir. Evet sorunlar büyük, acılar taze. Lakin somut gerçekler de ortada.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.