YSK ve "asimetrik paralel" kararları
Kabul edin değerli üyeler. Sizler dünde kalmışsınız.
Kararlarınız eskimiş. Bakış açınız özgürlükçü değil. Cezalarınız başka bağları çağrıştırırcasına adaletsiz. Yeni nesil medyayı fazla bilmiyorsunuz. Yasaları katı yorumluyorsunuz.
Düzenleyici, denetleyici olamadığınız ölçüde yasakçı, sansürcü çizgiye kayıyorsunuz.
Çoğu zaman geriden geliyor, beklenen görevi layıkıyla yapamadığınızı fark edemiyorsunuz!
Zaten bu nedenle "anayasal kurum" statüsünde. Lâkin dayandığı mevzuat ve bu mevzuata göre karar ihdas eden üyeleri, teknolojik tabirle "güncelleme" gerektiriyor.
Peki, ne demek istiyoruz?
Diyoruz ki YSK, radyo ve TV'ler üzerinde sansür kurulu gibi çalışırken, çok daha geniş bir medya yelpazesi haber ve yorumlarını özgürce yapabiliyor. Ve bunlar iddia edildiği gibi seçim güvenliği meselesi olmuyor. Kaldı ki Basın ve Ceza Kanunu hükümleri yeterli iken seçim dönemi için yeni bir ceza mahkemesi de gerekmiyor!
Her haberde, her programda anketin künyesini bıkıp usanmadan tekrar edeceksin."
TV kanalları da diyor ki, "Ya, zaten gazetelerde anket haberleri var. Sağır sultan bile duymuş. Biz o habere atıfta bulunarak kullanıyoruz.
İlk haberi verirken anketin künyesini açıklayalım ama her seferinde tekrar etmeyelim!" YSK adına yayınları izleyip raporlayan RTÜK de aynı yönde görüş bildiriyor.
Seçim Kurulu, "Nuh diyor, Peygamber demiyor.
Basıyor cezayı!"
1- YSK, sadece uyarmakla yetiniyor.
Sonrasında savunma bile almadan, en azından bu tür kararlarına karşı itiraz yolu açık olmadan daha sonra yayıncı kuruluşlar için ağır cezalara hükmedebiliyor.
2- YSK kararları, televizyon yönetimlerine yayından itibaren bir hafta on gün sonra tebliğ ediliyor. Yani, uyarının caydırıcı yanı kalmıyor.
3- Çok daha önemlisi, yayın durdurma veya kapatma cezaları verildiğinde, genellikle seçim dönemi geçmiş oluyor ve cezalar seçimlerden bir iki hafta sonra icra ediliyor. Yani YSK, "Seçmen sandığa gitmeden önce muhtelif anket ve yayınlardan etkilenmesin" diye düşünürken, o yayınların üzerinden günler geçtikten sonra ceza kestiğinde, esasen görevini etkili şekilde yerine getiremediğini itiraf etmiş oluyor.
Sonuç olarak YSK'nın, "sürekli çalışan ve asli işi seçim hukuku olan" bir modele dönüştürülmesi, ceza mantığından kurtulması, medyayla yapıcı bir diyalog geliştirmesi, kırtasiyecilikten uzak elektronik ortamda seçim yapılmasını temin edecek tarzda reforma tabi tutulması gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.