Türkiye siyaseti yapamayan Çankaya'ya isim belirleyemez

12 Haziran 2011 genel seçimlerinden sonra 30 Mart 2014 yerel seçimleri de bir gerçeği teyit etti:
"TBMM'de üç bölge partisi ile bir Türkiye partisi temsil ediliyor!"
CHP, MHP ve HDP (BDP) ancak belli bölgelerde siyasi varlık gösterebiliyor, Türkiye genelinde siyaset yapamıyor. Bir başka ifade ile ülkenin dört bir tarafına umut ve heyecan veremiyor. Buna karşın AK Parti, 81 ilde de seçmenden karşılık buluyor.

***
Yarın yenilenecek belediye başkanlığı seçimlerine dönük çalışmalar da bir başka gösterge. CHP, 30 Mart sürecinde Yalova'da miting yaparken Ağrı'ya uğramadı bile. Ağrılılar, CHP yönetimini en son üç yıl önce görmüşlerdi.
MHP bu iki ilde dün de miting düzenlemedi, bugün de düzenlemiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise "Bir ihtimal kazanırız" düşüncesiyle Yalova'yı son dakika miting programına dahil etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan'a gelince... Gerek 30 Mart gerekse 1 Haziran öncesinde Yalova ve Ağrı mitinglerinde konuştu. AK Parti ayrıca Ağrı ve Yalova'daki mevcut vekillerin yanı sıra çevre illerin milletvekillerini de görevlendirdi. Bakanlar da farklı tarihlerde bu iki ili ziyaret etti.
***
Bütün bu tespitleri şu nedenle paylaşıyorum. Malum, dün Ankara hareketli idi. MHP lideri Devlet Bahçeli, "Çatı aday formülü" kapsamında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. Her iki siyasi aktör aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarını da dolaşarak, Çankaya için adeta bir estetik cerrahın elinden çıkmışçasına isim bulmaya çabalıyor. Sizce de tuhaf değil mi? Türkiye siyaseti yapamayan iki parti liderinin, Türkiye'yi yönetecek Cumhurbaşkanı için yapay tariflerle yollara düşmesi başlı başına çelişki oluşturmuyor mu? Yanlış anlaşılmasın... Muhalefetin, halkın karşısına Çankaya adayı çıkarmasından, rekabetçi biçimde seçim yarışına girmesinden bahsetmiyorum. Bu, hepimiz için değerli bir girişim kabul edilir. Ama Cumhurbaşkanı'nı halkın seçeceği göz ardı edilerek, sağdan soldan adam aramak, derleme toplama adaydan medet ummak hakikaten üzücü.
Peki ne olur? Bu süreç, MHP'yi ana muhalefet kimliğine taşırken CHP'yi iç hesaplaşmaya iter. AK Parti'de ise Köşk seçiminin ardından kartlar yeniden dağıtılır.