ABD... Başkanlık sistemi... Gönüllü lobi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oldukça yankı uyandıran ABD ziyaretinin siyasi ve askeri bölümü kadar "ekonomi" bölümü de önemli sonuçları beraberinde getirdi. Washington'daki temasları birlikte izlediğimiz Ekonomi Müdürümüz Şeref Oğuz, sağ olsun önemli perde arkası bilgileri paylaştı. Ben de bu yazıda onun bıraktığı yerden dikkate değer bazı detayları aktarmak istiyorum. Ziyaretin ekonomi penceresinden üç açıyı görmek lazım:
1- Türkiye'nin genel imajı.
2- Türkiye'deki yatırım fırsatları ve ekonomik ortam.
3- IMF bakış açısı ile Türkiye...
Beyaz Saray başta olmak üzere ABD'deki kritik kurumların tamamı Türkiye'nin ağırlığını asla hafifletemiyor. Türkiye'nin önemi, Türkiye'yi yönetenlerin önemi ile de örtüşüyor. Bir başka anlatımla Türkiye liderliğine bakıştaki önyargılar bile o liderliğin Türkiye ve bölgedeki gücü, milletteki karşılığı nedeni ile zayıflayıveriyor.
Ancak; bilhassa paralel devlet yapılanması meselesinin Kongre, medya ve ABD istihbaratı düzeyinde bıkıp usanmadan anlatılması, bu yapı ile mücadelenin Türkiye'deki yargı, medya ve sermaye gruplarına değen yönlerinin açıklanması, sermaye güvenliği ve basın özgürlüğü boyutundaki hassas ayrımın anlatılması zorunlu.
Özetle... Türkiye, tüm güçlüklerine karşın orta uzun vadeli perspektifi ile küresel sistem için vazgeçilmezliğini koruyor.
Bir süre önce IMF Düzenlemesi'nin 4. Madde İncelemesi tamamlanmış, Türkiye ekonomisi ile ilgili kanaatler paylaşılmıştı. Diplomatik İngilizce ile yazılmış eleştirel cümleleri ve IMF şablonunu aşan değerlendirmeleri ise bir hafta on güne kadar okuyacağız. IMF uzmanlarının tespitlerini, Türkiye'nin yer aldığı ülkeler grubu icra direktörlüğünün analizlerini ve IMF Yönetim Kurulu'nun (IMF Board of Governors) nihai tespit ve önerilerini göreceğiz.
Bu aşamada vurgulanması gereken konu, yükselen piyasalar içinde yapısal reform ajandası, takvimi ve koordinatör bakanı olan, ekonomik programına toplumsal destek bulan tek ülke olarak Türkiye'nin prim yapması.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.