Devletin zirvesinde “uyum” dönemi
TBMM kulisinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, AK Parti Genel Başkan adayı, müstakbel Başbakan Binali Yıldırım'la karşılaştık.
Önceki gün resmen ilan edilen adaylığından sonra hayatında ne değiştiğini, ne hissettiğini sorduk. Her zamanki soğukkanlı tavrı ile "Omzumdaki yükün daha da ağırlaştığını hissediyorum" dedi.
Yıldırım'ın, AK Parti'nin 3. Genel Başkanı olması ile birlikte ne gibi değişim ve dönüşümlerin olacağı, nasıl fark yaratacağı, Ankara'da en fazla konuşulan konuların başında geliyor. Bu meraka, profil spekülasyonunun eklenmesi ise sürpriz değil.
Binali Bey'in Başbakanlığı ile birlikte "devletin zirvesinde uyum sorununun" ortadan kalkması birinci beklenti. Kabul edelim ki Türkiye'nin güvenlik şartları zorlu, ekonomik şartları ise dış gelişmelerin hassasiyeti altında. Zirvede uyumun tesis edilmesi, parti yönetimi ile kabinede birlik ve beraberliğin pekiştirilmesi Yıldırım'ın asli rolü olacak. İlk günden bunun sinyallerinin geldiği de görülüyor.
Uyum- güven hattının tahkimi gerek bürokrasiye gerekse iç ve dış çevrelere ikili sinyal gönderilmesini de önleyecek, daha hızlı ve etkin karar alınmasını da sağlayacak.
Önümüzdeki dönemde Yıldırım'ı sadece yatırımcı kimliği ile tanımlamak yetmeyecektir.
Yıldırım için "Devlet mimarisini yeniden inşa" sürecinin başlayacağını söylemek de mümkün. Bir başka anlatımla Binali Bey, anayasal reformun tamamlanması ve sistem sorununun çözülmesi yönünde icracı karakterini siyaset sahnesine yansıtacaktır.
Cumhurbaşkanı ile AK Parti arasında sadece milim mesafe olmaması değil, bu ilişkide "milim sapma olmaması" da gerekli. En küçük sapmanın, nasıl eksen ve merkez kaymasına yol açabildiği son 21 aydaki tecrübe ile sabit.
Netice olarak... Sadece AK Parti için değil Türkiye için de yeni bir dönemin kapısı aralanıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.