Ordunun yedeği yok!

Devletin zirvesinde uyum sağlanmışken... Asker -polis -köy korucusu geçmişte benzeri görülmemiş ölçüde dayanışma içinde canla başla terörle mücadele ederken...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iç güvenlik harekâtlarına ve bilhassa operasyonların şehir boyutuna yasal güvence verilmesi isteği karşılanırken...
Ve kritik "Yüksek Askeri Şûra" yaklaşırken çok ama çok hassas olunması gerekiyor.

*** Yetkili ve sorumlu makamlarda bulunanların, her zamankinden daha fazla özen göstermesi beklenen konu ise ağzından çıkan tek sözün nereye varacağını hesap etme basireti... Bu, sivil için de böyle asker için de... Kuşkusuz, her söylediğiniz doğru olacak ama her doğru her yerde söylenmez ki... Bugünlerde, Milli Savunma Bakanı'nın, zamanlama ve hedefleme açısından farklı yerlere çekilmeye müsait beyanı gündemde tutuluyor. Bu sıkıntılı beyan üzerinden başlayan makul sınırlardaki sitemler, giderek siyasetçiyi zımparalamaya dönüştürülüyor. Aracı siviller vasıtasıyla eski alışkanlıkların canlandırıldığı izlenimini veren örnekler de dışa vuruyor. "Emekli komutanlar rahatsız oldu, karargâhın açıklama yapmasını istiyor" türü bilgiler paylaşılıyor. Bir başka anlatımla, siyasi literatürde "emekli komutan sendromu" olarak bilinen ve görevdeki komuta kademesini duruma göre etki veya baskı altına alan üniformasız kamuoyu harekete geçirilmek isteniyor. *** Ülkenin bekasının konuşulduğu, her gün şehit cenazesinin kaldırıldığı bu ortamda, siyasetçi ile askeri karşı karşıya getirme girişimlerine karşı uyanık olmak vatanını seven herkesin görevi. Hep söylüyoruz, milli güvenliğin, kamu düzeninin, Türk Ordusu'nun yedeği ya da alternatifi yok. Hükümet, nasıl milletin Hükümeti ise Ordumuz da bu Milletin Ordusu.
Varsa iletişim kazaları, kırgınlığa yol açan, yanlış anlaşılmaya neden olabilen beyan, tavır veya duruşlar... Bunların konuşulacağı, tatlıya bağlanacağı yer ve mekanizmalar devlet sistemi içinde mevcut.
Askeri, asli işinden alıkoymaya, motivasyonunu bozmaya kimsenin hakkı olmadığı gibi, polemik üretecek malzemeler üzerinden askeri sistem içinde yeniden tahkim ederek, ülkenin yönetsel ağırlık merkezini zorlamaya da kimsenin hakkı olamaz.