DEAŞ terörü ile mücadele ve Rus kartı
Türkiye, yine terörle büyük sınamadan geçiyor. Terörün hedefinin devlet ve yönetimi olduğu, ekonomik büyümeyi sekteye uğratmayı, milli direnci kırmayı amaçladığı, iç ve dış taşeronlarla desteklendiği çok açık.
Ankara'nın, dış politikada, ekonomide ve enerji denkleminde yeni bir sayfa açtığı ortamda, uyuyan hücrelerinin uyandırılması, terör kartının açılması şaşırtıcı değil!
Haini bol bir memlekette ve zor bir coğrafyada yaşamanın ağır maliyetidir ödettirilmek istenen.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dün gerçekleşen telefon görüşmesi, iki ülkeyi 24 Kasım 2015 uçak krizi öncesi şartlara döndürecek fırsatlar sunmasının yanında, "güvenlik risklerinin aşılması" bakımından da hassas sonuçlar üretecek.
Bir başka anlatımla, yarından itibaren Rus askeri yetkilileri ile Türk Genelkurmayı arasında yeniden temas ve ziyaret trafiğinin başlatılması beklenebilir.
Askerden askere konuşma mekanizmasının kurulması ise Türkiye'ye, Suriye'den yönelen DEAŞ tehdidini bertaraf etmek üzere daha güçlü operasyonel kabiliyetler sağlayabilir.
Koalisyon güçleri ile birlikte Türk Hava Kuvvetleri'nin de DEAŞ terör yuvalarının imhası ve sınırımıza yakın bölgelerdeki tehlikenin ortadan kaldırılması için yeni planları hazırlayıp, uygulaması söz konusu olabilir.
Ancak, oyunu bozma gücü bu milletin engin ferasetinde gizli. Lakin istihbari ve askeri kapasite de siyaset kurumunun katlandığı maliyeti ve milletin tahammül gücüyle ödediği bedeli gözetmek, daha sorumlu, daha dikkatli ve daha başarılı olmak durumundadır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.