Amerikan Büyükelçisi’ne ve 850 personele dair...
Ankara'daki "milli gün resepsiyonlarına" gidenler bilir... Üç ülkenin davetli sayısı ve profili diğerlerinden daha fazla ve farklıdır... "ABD, İngiltere, Almanya!" Her üç ülkeyi de ayıran temel özellikler hem geleneksel yerli müttefiklerini göstermesi hem de muhalif yelpazedeki unsurları yedeklemesinden kaynaklanır. Bir başka ifade ile bu üç ülkenin davetli listeleri bir yandan "dostluk!" ilişkisi kurdukları bürokratik, askeri ve sivil görünümlü kuruluşları günceller ve cümle âleme ilan eder diğer yandan da "demokrasi ve özgürlük" perdesi altında Türkiye'ye, bilhassa iktidara karşıt tüm figürlere sahip çıkıldığı güçlü şekilde vurgulanır.
Öyle anlaşılıyor ki Ankara'ya gönderilen ABD büyükelçilerine, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki "devamlı emirler muhtırasına" benzer tarzda format atılıyor. Ankara'da takip edilecek dosyalar, temas kurulacak isimler, güvenilir akıl danışma odakları gibi... Hatta kendilerine verilen ilk ödevin, "Resmi kanallarla konuşun ama diğer kanallardan edindiğiniz bilgileri esas alın" şeklinde olduğu da söylenebilir. Bizzat ABD'li yetkililerin açık ettiği bilgilere göre, ABD Büyükelçiliği'nin sorumluluk alanında 850 personel çalışmakta. Bu sayının büyüklüğü dahi kaynak çeşitliliğini ve sürekliliği göstermekte. Ayrıca, netameli her konuda ABD'li büyükelçilere kullanacakları kalıp cümleler de ezberletilmekte.
Bu noktada, ABD'nin, FETÖ liderinin iadesi konusundaki tutumu da netleşiyor. Gülen'in iadesi sağlanırsa mutlak anlamda CIA içindeki bir ekibin tasfiyesi de gerçekleşecek demektir. Ve ABD, kazanabildiği zaman dilimi içinde FETÖ'nün 150 ülkedeki fonksiyonunu üstlenebilecek ya yeni bir aktör ya da yeni bir model bulmaya çalışacaktır. ABD'nin himaye ettiği kilit isimlerin önemli bölümünün Almanya tarafından korumaya alınacağını ve Türkiye'ye karşı kullanışlı enstrümana dönüşeceğini belirtmek için kâhin olmaya gerek yok!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.