15 Temmuz gecesi ve başkanlık sisteminin miladı
Siyaset sahnesini yeniden hareketlendiren "Başkanlık sistemi" tartışması, bir gerçeği tekrar gün yüzüne çıkardı.
Şayet AK Parti'nin önerisi güçler ayrılığı ve kontrol- denge mekanizması bağlamında karşılık bulur, MHP de grubunu serbest bırakırsa Türkiye, kaotik bölgesel güvenlik şartlarında, iç bünyesinin bağışıklığını artıracak bir adım atmış olacak. Bu vesile ile Ankara kulislerine yansıyan bazı hususları paylaşayım...
Tek adamlık senaryosu yazanların gerilim oyunları ise gişe yapmıyor!
Buna karşın, 2014-2016 dönemi, -kim ne derse desin- yarı başkanlık, başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı tecrübesi olarak okunabilir.
Bu döneme ilişkin eleştiriler, farklı tezler de ileri sürülebilir.
Ancaak... Öyle bir tarih var ki alışılmış ezberler ve karşı çıkışlar hüküm ifa etmediği gibi kitlesel karşılık da bulamıyor. "15 Temmuz 2016."
Türk siyasi tarihinin gördüğü en kanlı, en karanlık ve en kirli darbe teşebbüsüne karşı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sergilediği duruş ve milletle bütünleşme başarısı hem ülkenin hem de tek tek bireylerin kaderini değiştirdi. Hayatını Erdoğan karşıtlığına adayan muarızlar bile içselleştirmese de bu gerçeği kabul etti.
Eğer, 14 Temmuz 2016'ya kadar Erdoğan'ın fiili başkanlığından söz ediliyorsa 16 Temmuz'dan itibaren Erdoğan'ın hukuki ve meşru başkanlığı hayata geçmiş oldu.
İşte bu yüzden, Sn. Bahçeli, sanıldığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "Başkan ilan etmedi!"Ama "Erdoğan'ın başkanlığını tescilleyen 15 Temmuz gecesini ve milletin mesajını doğru okuyarak, tüm çevrelerin görüş açısındaki sisi kaldırmaya yardım etti!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.