Orduda yenilenme... Üniformada değişim!
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girdi. Darbe yüzünden itibarı dibe vuran TSK'yı, bu noktadan yukarı çeken iradeyi öncelikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sergiledi.
Erdoğan, darbecilerle, TSK'nın milli ordu kimliği arasındaki hassas çizgiyi gözeterek, olayın sıcaklığı içinde dahi inisiyatif aldı. Bugün TSK, bünyesindeki FETÖ'cü unsurlardan arındırılırken, sivil-asker ilişkileri açısından da özellikli bir arınma dönemini yaşıyor.
Konunun, demokratik bir devlette askerin sistemdeki yeri ve rolü boyutunu daha sonra ele almak üzere devam edelim. Zira bu aşamada işaret etmek istediğimiz husus farklı.
FETÖ'cü darbecilerin, NATO'cu işbirlikçilerin TSK'ya verdiği tahribata rağmen vatan evlatlarının karada, havada, denizde sürdürdüğü cansiperane çabayı asla göz ardı edemeyiz.
Gayri milli ve vesayetçi odaklardan temizlendikçe, TSK'nın milletin ordusu karakterinin belirgin şekilde ön plana çıkması ilerisi için büyük kazanç.
Şöyle ki... 15 Temmuz gecesi, eğitim kıyafetleri ile kendi şehirlerini işgale kalkışan, kendi insanını katleden darbeciler, hafızalarda silinmez izler bıraktılar. Bugün veya yarın, 15 Temmuz darbesi anlatılırken, üniforma ile kamufle olmuş, asker görünümlü hainler hep akla gelecek. O şerefli üniformayı halen giymekte olan namus, vatan, millet uğrunda şehitliğe yemin etmiş pırıl pırıl askerler maalesef töhmet altında kalmaya devam edecek. 15 Temmuz görüntülerindeki haysiyet yoksunları ile görev başındaki onur timsali askerlerin aynı renk ve tasarımdaki üniformayı taşımaları artık sürdürebilir değil. Yani... TSK, eğitim kıyafetinden başlayarak, o şerefli üniformanın renk tonundan desenine kadar tüm detayları üzerinde çalışabilir. 15 Temmuz'u bugünden ayırt etmeyi sağlayacak üniforma değişimini yapabilir.
Bu yöndeki adımlar, yeni üniformasıyla yeni TSK algısına da katkı sağlayabilir.
Birlikler ve komutanlar arası iletişimi geliştirmeli, dayanışmayı artırmalı, adeta imece ruhu ile açıkları kapatmayı teşvik etmemeliler.
Eğer bu yönde adımlar atılıyorsa, kamuoyu ile paylaşmayı da düşünmeliler.
Dün de söylüyorduk, bugün de tekrar ediyoruz.
Ordumuzun yedeği, milli güvenliğin ihmale gelir yanı yok. Demokratik Cumhuriyetin sınırlarının korunması, bu vatanın güven içinde gelecek kuşaklara emanet edilmesi Ordunun asli görevi olmayı sürdürecek. Lakin milletin bağrından çıkan Ordunun, millete rağmen konuşlanma devri de kapanacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.