Merkel’in önerisine ‘Yıldırım’ cevap!
Türk siyasetçilerin "referandum buluşmalarına" Almanya'nın, bin bir güçlük çıkarması sürpriz mi? "Değil." Peki, arkasında ne yatıyor? Hamasetten arındırılmış objektif gerçekler. Nisan 2017 geçse de yurtdışı seçmenlerle ilişkiler bağlamında Türkiye'nin orta uzun vadeli düşünmesi, stratejik hesaplara göre oyun kurması gerekiyor. Yoksa "Bugün Almanlara geri adım attırdık" diye övünürken, yarın, bambaşka bir senaryo ile karşılaşabiliriz.
Bugün gelinen noktada, Türkiye'nin bölgesinde güç sahibi olması, çevre ülkeleri, Türk ve Müslümanları etkileme gücüne erişebilmesi bilhassa Almanlar bakımından birçok ezberi bozuyor. Türkleri, sisteme entegre etme yerine asimile etmeyi deneyen, örtülü her türlü sosyal, siyasi, eğitsel, kültürel engeli çıkaran ve sadece kendisine benzeyenlere fırsat tanıyan Alman kafası, bu dengelerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve çizgisi tarafından sarsıldığını biliyor. Üstelik Erdoğan, Almanları, savundukları demokrasi kavramları ile yani "ifade özgürlüğü" ile "kendi kimliğini yaşama ve yaşatma özgürlüğü" ile sorguluyor.
"Birbirimizin iç siyasi gündemini, karşılıklı olarak ülkelerimize taşımayalım!"
Sn. Başbakan'ın "Evet" dediği bu önerinin, henüz Alman Hükümeti nezdinde somut karşılığı da görülmüş değil. Lakin Almanya ne kadar kaçarsa kaçsın, ne kadar bahane üretirse üretsin Türkiye'deki değişimden ve "yeni gerçeklikten" kurtulamaz. İşte bu nedenle, Alman egosundan kaynaklanan yönetim sorunlarının çözülmesi, Türkiye ile ilişkilerin yeniden formatlanması en çok Almanya'nın çıkarına. Türkiye eski Türkiye olmayacak. Türkiye'nin istikrarı da istikrarsızlığı da Almanya'nın öncelikli gündemi olmaya devam edecek. Tercih artık Almanların. Ya işbirliği yolları arayacaklar ya da Türkiye'ye rağmen denedikleri tüm formüllerden netice alamayacaklar!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.