S 400 diplomasisi... ABD’nin tehditleri!
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye ekonomisinde "Ağustos 2018 Sendromu" canlı tutulmak isteniyor. Hatırlanacağı gibi... Ajanlıktan hüküm giyen rahip Brunson üzerinden üretilen siyasi gerilim, ABD Başkanı Donald Trump'ın bir twitter mesajıyla Türkiye ekonomisine açık saldırısına kadar varmıştı. Bugün de ABD yönetimi, Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın alınmasını bahane ederek, müttefiklik ilişkisi ile bağdaşmayan pervasızlık içinde. Washington'dan gelen sinyallerin iç açıcı olmadığı, neredeyse hasmane nitelik kazandığı da bir sır değil. Senatoya sunulan sert karar tasarıları, ABD Dışişleri Bakanı ve Pentagon'un tehditkar açıklamaları, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası'nın Ankara'daki karar alıcılara karşı uygulanması çağrıları... Hatta, TAI'deki elektronik sistemlerin bile sökülebileceğine ilişkin kaba güç gösterileri... Bütün bu mesaj ve operasyonlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, meselenin hangi noktada çözüleceği büyük önem kazanıyor. Yani Türkiye, S-400 dosyasına tamamlanmış bir iş süreci olarak bakmasına ve egemenlik haklarından taviz vermeyeceğini ilan etmesine karşın ABD ile krizi aşabilecek formüllere de kafa yoruyor.
Yine de gelinen noktada...
S-400'lerin teslimatının tamamlanması, alındıktan sonra ise Azerbaycan veya Katar'da tutulması seçeneği masada. "S-400'ler F-35'lere risk oluşturmayacak şekilde konuşlandırılır. S-400'ler alınır, başka bir yerde durur" yaklaşımının ötesine geçecek bir çözümü de Ankara'dan beklemek aşırı iyimserlik olur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.