Butik seçim kampanyası çok şeyi değiştirir
İstanbul seçiminin kaderini tayin edecek son düzlüğe girilirken adayların stratejilerine ve muhtemel neticelere dair fikir yürütmek de mümkün hale geliyor.
Hali hazırda iki ana eksen dikkati çekiyor.
"Butik seçim kampanyası!" Yani...
Mega projeler, makro reçeteler kadar hatta onlardan da fazla "mikro çözümler."
Her bir hedef seçmen grubuna dönük yaklaşımlar geliştiren, onları dinleyen, anlayan, dertlerine derman olan siyaset tarzı...
Örneğin gençler ve kadınlar demekle yetinmeyen, o grupların iç dünyalarına erişen, sosyal durumlarına göre formüller ortaya koyan bir siyaset üslubu. Üniversite gençliğinin yanına sanayide çalışan gençliği, işsiz veya mesleksiz genç nüfusu da ekleyip, ayrı ayrı ele alan hemen hepsine birer muhatap tayin eden özellikli siyaset stili.
Kadınları, hayatın ve üretimin içine katan, aile bütünlüğünün temel direği olarak destekleyen, çalışma ortamının zorlu şartlarında eş ve çocuk yükünü alabilen bir yönetim anlayışı.
Mühim husus, genel devlet politikası içinde düşünülen çözümlerin, bıkıp usanmadan, siyasi gönüllülük heyecanı ile uygulanması ve sahada canlı tutulması. AK Parti'nin değmediği problemli saha kalmamasına rağmen beklentilerin tam olarak karşılanamamasının nedeni çok açık. Devlet kodlarındaki katılığın, siyasetin esnekliği ile buluşturulması gereği. Neticede, Ankara'da geliştirilen çarenin, yaraya merhem olması siyaset eliyle sürülmesine bağlı. Bu yönüyle bakıldığında AK Parti'nin İstanbul için sunduğu "ulaşım, enerji, istihdam" vaatlerini, yeni siyasetin mutlak gereği gibi görmek ve fazlasıyla ciddiye almak gerek. Zira... Algı kısa süreli, olgu uzun ömürlüdür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.