Şehir Hastanesi’nde bir gün
Dün Ankara Şehir Hastanesi'ndeydim. Sıramız geldi, ilk doz aşımızı olduk. Bu vesile ile gerek sağlık sistemimize gerekse milli hasletlerimize dair çok yönlü gözlem fırsatı buldum.
Öncelikli konu tabii ki pandeminin seyri...
Ve milli dayanışma gücümüzün örnekleri...
Salgının ilk şok dalgasının vurduğu günler... Koordinatör Başhekim Aziz Ahmet Sürel'in odasının kapısı açılır. Bir vatandaş kısaca kendisini tanıtır. Tıbbi maske tedarik edebileceğini söyler. Ki o sırada pek çok Avrupa ülkesi birbirlerinin koruyucu sağlık ekipmanlarına el koymaktadır! Esasen savunma sanayii alanında çalışan şirket sahibi, "Başlangıçta 100 yeter mi?" diye sorar. Hocalar, "500 mümkün mü?" diyecek olur. Vatandaş, ikiletmez "500 bin adet üretir, gönderirim" der. Doktorlar, 500'ün, 500 bin adet olduğunu duyunca, bir hayli şaşırır. Ve o yok zamanda toplam 5 milyon adet tıbbi maske hibe edilir. Sonra... Sadece isminin Volkan olduğunu söyleyen vatandaş, sessizce işine döner.
Ve nihayet...
Bir paragraf da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca için...
Salgınla mücadele boyunca ülkenin dört bir yanındaki hastane yöneticilerinden gelen talepleri anında karşılamasının bilhassa anlatıldığını belirtelim.
Süreç boyunca iletişimi "çıkışlıinişli" grafik izlese de... Tüm eleştirilere karşın...
Bakan Koca hayatın olağan akışının sürdürülebilirliği, hastane yükünün yönetimi, aşı milliyetçiliğinin yaşandığı ortamda tedarik zinciri kurulması bağlamındaki üstün gayretleriyle de zikrediliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.