Ablukadan soykırıma... Gazze’de ölçülebilir gerçekler!
Öldürülen 30 bin insan. (Ölenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk!) Yıkılan veya harabeye dönen 175 bin bina. (Bu tablo, Gazze'nin yarısının yok edildiği anlamına geliyor!) Birleşmiş Milletler'e (BM) göre 7 Ekim 2023'ten bu yana yerinden edilen 1.7 milyon masum insan. (Ki bu, Gazze nüfusunun yüzde 80'den fazlasını oluşturuyor!) 143 günde yağdırılan 70 bin ton bomba! (6 Ağustos 1945'te Japonya'ya atılan atom bombasının 6 katı büyüklüğünde katliam!)
Ayrıca... Son olarak Refah bölgesinde açlığa, ilaçsızlığa mahkum edilen, hayatta kalmak için son mücadelesini veren milyonlar. Ve İsrail savaş makinesi şimdi sivillerin kıstırıldığı bu dar alana saldırmaya hazırlanıyor!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, bulunduğu her uluslararası platformda Gazze'deki soykırıma karşı duruşu temsil ettiğini, dünyanın vicdanını harekete geçirmeye çabaladığını yakinen biliyoruz. Peki ya, "Yapar gibi görünenler?" Yani, Gazze'de ateşkesi savunduğunu, iki devletli çözümü desteklediğini söyleyip sütre gerisine çekilenler... Onlar, 1948'den bu yana Filistin coğrafyasında akan kanın sorumluları olmaya devam edecekler. İşte, samimiyetten uzak bu ülkeler topluluğu ile İsrail'in işlediği insanlık suçlarına açıktan yol verenler, bugünden yarına tohumu atılan problemlerin kaynağı olarak görülecekler.
***
Örneğin ablukanın başladığı 2006'da...
Gelinen aşamada...
Her yıl ortalama yüzde 10 büyüme performansı göstermesi kaydıyla Gazze'nin, 2006 yılındaki ekonomik şartlara (ki o da sefalete eşit) erişebilmesi en erken 2035 yılından sonra mümkün olabilecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.