
Toplumun sinir uçları... Teğmenler ve sonrası...
Ülke ve millet olarak hassas konularda şerbetliyizdir. Yani, bağışıklığımız güçlüdür. Ama bu durum, toplumun sinir uçlarına basan hadiseler nedeniyle müteyakkız olmamıza engel değildir.
Dilerseniz, birkaç haftaya sığan ve arka arkaya gelen, "bu kadarı da tesadüf olamaz" çağrışımı yaptıran bazı olayları hatırlayalım...
***
"... Tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır. Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur. Siyasette tansiyon, zaman zaman yükselebilir. Toplum kesimleri arasında anlaşmazlık yaşanabilir. Rekabet, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın olmazsa olmazıdır. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek gerçekçi değildir, doğru da değildir.
Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde çıkan gerilimlerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez. Millet ve devlet olarak bunların hepsine bir şekilde çözüm buluruz ama iç kalemizde bir gedik açılırsa, orada bir kan kaybı yaşanırsa, bunu toparlamak maliyetli ve meşakkatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz kaybederiz!..
Biz, sahte ve gereksiz tartışmalarla birbirimizi örselemek yerine, şu anda burada bulunduğumuz gibi hep beraber ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye odaklanalım. Rabbim, 85 milyonun birlik ve beraberliğini artırsın!"
Bazılarına klasik veya alışılmış gibi gelebilecek bu anlatımın, devlet adamı tecrübesi yanında güncel ve olası riskleri önden gören bir ferasetin eseri olduğuna kuşku yok.
Kanımca...
Bir süredir siyasi zeminde geliştirilmeye çalışılan ve toplumun farklı katmanlarına da pozitif yansıdığı görülen diyalog (veya normalleşme) süreci baltalanmak isteniyor. Böylece, "karşı mahalle" algısı pekiştiriliyor. Yumrukların bir kez daha sıkılması, tokalaşmadan uzaklaşılması hedefleniyor. Birbirinden kuşku duyan, -maalesef- nefret duygusu ile malûl olan insanların var olduğu toplumlar, günü geldiğinde sosyal medya operasyonlarına tabi tutulup, siyaseten sevk ve idare edilebilir! Sonrası mı? Allah muhafaza! "Ne çıkarsa bahtınıza" misali belirsizlik ve macera!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.