Yenilenen AK Parti... Ve Terörsüz Türkiye’nin kodları!
Bir parti düşünün ki kuruluşundan bu yana geçen 282 ayda, 169. Genişletilmiş İl Başkanları toplantısını gerçekleştiriyor. Bu, ortalama her 45 günde bir AK Parti Genel Merkezi ile teşkilatların, yerel yöneticilerin bir araya gelmesi demek. İstişare kültürüne verilen önem ile parti kadrolarını zinde tutmayı bundan daha iyi anlatan örnek bulmak güçtür.
Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın doğum günü idi. Artık sadece Türkiye için değil, coğrafyamız ve tüm mazlumlar için vazgeçilmez değer haline gelen Sn. Erdoğan'a millete ve insanlığa hizmet yolunda sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler diliyoruz.
AK Parti'nin 8. Olağan Kongresi sonrası, Cumhurbaşkanımızın güncel değerlendirmeleri özel bir önem kazanmıştı. Neden? Her tazelenme, yenilenme, kan değişimi parti içinde belli duygusallıkları tetikler de ondan.
Erdoğan, dünkü konuşmasında, bir kez daha siyasi başarısının formülünü paylaştı aynı zamanda dava arkadaşları için kapsayıcı ve şefkat dolu bir dil kullandı!
Yeni MYK'yı, "Tecrübe ile gençliğin şevki birleşti" şeklinde tanımladı.
Bana göre... AK Parti'nin, Erdoğan'la olan sarsılmaz bağını ve Erdoğan patentli çalışma düsturunu şu cümleler özetliyordu:
*Derdine derman olduğumuz her bir vatandaşımızın gönülden 'Allah razı olsun' demesinin yerini hiçbir şey tutamaz.
*Kuruluşumuzdan bugüne, elitlerle, seçkinlerle değil, sessiz yığınlarla yürüdük. Bu yoldan sapmayacağız!
Dünden, "Erdoğan klasiği" diyebileceğimiz bir detay daha vardı. Milletin ve teşkilatların özverisi... "Ankara -10'lu derecelerde idi. Kongre salonunun girişinde 60 bin kişi vardı. Ben otobüsün üstünde dondum ama onlar dinledi!" İşte bu içten gelen sözler liderin, bugünkü makamlara gelmesinin ve büyük mücadeleler verirken hep yanında gördüğü milleti ile hasbıhalinin, vefa duygusunun tezahürü idi.
Erdoğan'ın konuşmasında, CHP ve genel başkanına ayrı bir parantez açılmıştı. Belli ki Cumhurbaşkanı, salı günkü grup toplantısında CHP lideri Özgür Özel'in, siyasi nezaket ve rekabet sınırlarını zorlayan ifadelerinden rahatsız olmuş. Buna rağmen hitabında "Sn. Özel" demeyi ihmal etmedi. Ama aynı anda Özel'in hali pür melalini de tanımladı:
"Diyet borcu siyaseten Sn. Özel'i müşkül durumda bırakmaktadır! Sn. Özel AK Parti'ye çamur atacağına çıksın -parti kurultayıyla ilgili- şaibe iddialarına cevap versin!"
Ve bam teli... Özel'in, TSK'dan ihraç edilen teğmenler konusuna değinirken Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Selçuk Bayraktaroğlu ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Ercüment Tatlıoğlu'nu isim vererek hedef alması hatta örtülü biçimde tehdit etmesi... İşte bu başlık açıldığında Erdoğan, sert ve kesin mesaj verdi:
"Sn. Özel ayaklarını denk al Almazsan, denk getirmesini biz biliriz" demekle kalmadı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve komuta kademesinin manevi tazminat davası açması gerektiğini söyledi.
Bütün bunlardan bağımsız olarak...
İmralı'dan beklenen örgütü lağvetme açıklaması... Öncelikle, "Terörsüz Türkiye" için inisiyatif alan Sn. Devlet Bahçeli'ye acil şifalar diliyorum. Görünür geleceğe bakışımızı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kongre konuşmasındaki o cümlesi ile kayda geçirmek istiyorum:
"İç cephe olarak tarif ettiğimiz kardeşlik hattımızı tahkim edecek olan da 85 milyonun tamamını saran da kuşatıcı demokrasidir. Bunun için önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, en iyisini ümit edip en kötüsüne hazır olarak, 'Terörsüz Türkiye' hedefimizi gerçekleştireceğiz!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.