
Bir meslek olarak siyasi kriz tellallığı
23 yıllık AK Parti iktidarının ilk dönemlerinden itibaren, muhalefetin siyasal ve toplumsal aktörleri tabanlarının beklenti yönetimini genellikle "kriz olacak, iktidar düşecek" formülüne indirgedi.
Bu beklenti çoğu zaman medyatik manipülasyon, sokak hareketleri, uluslararası aktörlere çağrılar, vesayet kurumları ve kayıt dışı siyaset simsarlarıyla işbirliği ve spekülasyonlarla çerçevelenmeye çalışıldı.
2018 seçimlerinden itibaren ise bu kriz beklentisine "Cumhur İttifakı'nda çatlak var" senaryoları eklendi. Her farklı gelişmede "AK Parti-MHP ya da Bahçeli ve Erdoğan arasında yaklaşım farklılığı var" manipülasyonları yeniden tedavüle sokuldu.
En son, "terörsüz Türkiye" hedefine yönelik devam eden süreçle ilgili en baştan Erdoğan'ın sürece sahip çıkmadığı yalanı tekrarlandı. Bunu söyleyenler, çelişkiye düşme ve kendi kendilerini yalanlama pahasına yürütülen çabaları, seçim tartışmasına indirgeyip, üçüncü dönem adaylık için Erdoğan'ın bir manevrası olarak sunmaktan da geri durmadılar.
Bir taraftan "Erdoğan sahip çıkmıyor" deyip, diğer taraftan "Erdoğan DEM'le anlaştı üçüncü dönem için pazarlık yapıyor" demek, ancak dezenformasyonu meslek edinmiş zihinlerin üretebileceği bir argümandı.
Buradan kriz tellallığı yapanlar, en son Cumhur İttifakı'nın bir erken seçim çağrısıyla sonlanacağı yalanını gündeme getirdiler.
MHP lideri Devlet Bahçeli dün bir kez daha bu konuda yapılan spekülasyonları ağır bir dille yalanladı: "Erken seçim yalan ve yaygarasıyla partimizi tartışmaya yeltenen, küçücük akıllarıyla niyet okuyuculuğuna teşebbüs eden çürüklerin hevesleri boşunadır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Cumhur İttifakı'nın kararı kesindir, seçimler zamanında yapılacak ve bundan da asla taviz verilmeyecektir" açıklamasını yaptı.
MHP liderinin "Küçücük akıllarıyla niyet okuyuculuğuna teşebbüs eden çürüklerin hevesleri boşunadır" ifadesi stratejik bir hedeflemeyi de içinde barındırıyor. Hem, "Bahçeli erken seçim çağrısı yapacak" diyerek analiz yerine manipülasyon yapan kişi hem de bu türden sürekli spekülasyon üreten medya çevreleri ve siyaset mühendisliğine soyunan beklenti sahipleri bu tanımlamanın muhatabı.
Terörsüz Türkiye hedefinin başarıya ulaşması için, geçmişin tecrübesiyle özel bir süreç yönetimi titizlikle takip ediliyor. Sürecin siyasi olarak doğru bir şekilde konumlandırılması için bir heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla oluşturulduğu açıklandı.
DEM heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmenin ardından "Son derece olumlu, yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir atmosferde gerçekleşti" açıklamasına rağmen, "yaklaşım farklılığı var" iddiası bir kriz tellallığıdır.
Bunu yapan çevreler, bu sefer kendileri süreç üzerinde etkili olamadıkları ve sanki kendilerinin de bir pozisyonu varmış gibi gösteremedikleri için sürecin şeffaf yönetilmediğinden dem vuruyorlar. Toplumsallaşmadığı suçlamasını yapanlar da aslında yine kendilerinin bozucu etki yapacak ve sabote edecek imkânı bulamadıklarından rahatsız oldukları için bu suçlamayı yapıyorlar.
Terörsüz Türkiye hedefinin başarıya ulaşması Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olacaktır. Bunu istemeyenler, siyasi kriz tellallığına devam edecektir. Dikkatli olmak gerekir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.