Avrupa şansını "FED'a" etmeyelim
Amerikan Merkez Bankası FED, ekonomiyi küresel krizin etkisinden kurtarmak, büyümeyi ivmelemek ve işsizliği %6.5'e indirmek için 4 yıl boyunca her ay 85 milyar $'ı bastı ve toplamda 3 trilyon $ dağıttı.
Bu süreçten yalnızca ABD ekonomisi değil, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişen ekonomiler de yararlandı. Peki, biz FED'in para saçtığı dönemde nasıl davrandık?
Bu tablo bize FED'in saçtığı paralardan ülkeye düşeniyle tercihimizi sanayiden ziyade AVM rezidans inşaatı benzeri tüketime yönelik alanlarda kullandığımızı gösteriyor.
Nitekim 2007'de 179 olan AVM sayısı 342'ye çıktı. Bu yılsonunda 432 ve gelecek yılsonu itibarıyla 449 hedefimiz var. Kısaca AVM iştahımız hâlâ sürüyor.
Bugüne geliyoruz. Avrupa Merkez Bankası ECB, FED'in parasal genişleme bayrağını devralarak ayda 60 milyar euro basacak ve 2016 Eylülüne kadar dünyaya 1.1 trilyon euro saçacak.
Peki, bundan bize ne? FED'in paralarını balo havasında harcayan Türkiye AVM'cilik oynamak yerine sanayisini geliştirmeyi tercih eder mi? Bankalar FED parasından gelen milyarlarca $ ile on milyonlarca akıllı telefonu kredilendirmek yerine KOBİ ve seçilmiş sanayicileri desteklese? Neyi beslersen, onu büyütürsün. FED ile tüketimi genişlettik, ihracata desteğimiz güdük kaldı. Şimdi ECB'den gelecek kaynağın, katma değerli sanayiye akması için hükümetin de vaziyet alması gerekiyor.
Aksi halde FED döneminin kötü alışkanlıklarını yineleriz. Gezi gerginliği ve 2 operasyonla büyümesi çalınan Türkiye, petrolden sonraki bu ikinci güzel fırsatı heba etmemelidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.