
Bitirilmiş şirketler
Bildik bir fıkradır; bir sanayi şirketinin genel müdürü, aynı zamanda kültür vakfınca kurulan senfoni orkestrasının yönetim kurulu başkanıdır. O ayın konseri olan Schubert'in "Bitmemiş Senfonisi"ne gidemediğinden, yerine şirketin verimlilik uzmanını gönderir. Ertesi hafta verimlilik uzmanından bir teşekkür mesajı ve değerlendirme raporu alır: "Sayın genel müdürüm;
Dolayısıyla eser, 8'lik notalarla icra edilmeli, yüksek ücretli keman ustaları yerine, 8'lik notaları çalabilen stajyerler kullanarak masraflar düşürülmelidir.
Oysa canını dişine takarak çalışan viyolacılar kadar ücret aldığını tespit etmiş bulunuyorum.
Performansa dayalı ücret sistemi gereği ya timpaniste yol vermeli veya ücretini, "vuruş başına prim sistemine" çekmeliyiz.
Eğer Schubert, bütün bunları bilmiş olsaydı, Bitmemiş Senfoni, bitmiş olurdu.
Saygılarımla..." Bu fıkra, bana göre durgunluk telaşıyla verimlilik arayışındaki firma için "bildik öykü" olarak karşımıza çıkıyor. Fıkranın abartılarını bir yana bıraktığımızda, verimlilik arayışının amacını, başarı kriterleri hedeflerini iyi tespit edemez isek, karşımıza "bitmemiş verimlilik projeleri" çıkabiliyor.
Verimliliği "masrafı azaltma, kârı artırma" olarak tanımlayan kaba yaklaşım, genelde bu işi yapan mühendis veya uzmanlar elinde, şirketin "sürdürülebilirliğine" zarar verebiliyor.
Verimlilik adı altında eğer masrafları kısmaya odaklanırsanız, bir süre sonra satışların büyümesini durdurabiliyorsunuz. Mesela verimliliği, "harcamaları kısma" noktasından gören uzman, pekâlâ karşınıza pazarlama bütçesini kısma önerisiyle gelebilir. Masraflarınız azalmış ancak satışlarınız da düşmüştür.
Bazı Türk firmalarında durgunluk telaşıyla yapılan verimlilik arayışları tam da bu tanımlara uyuyor. Bitmemiş Senfoni'yi, kendinizce belki bitirebilirsiniz. Ancak sürdürülebilir kılamaz, şirketinizi batırabilirsiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.