Seçim biter vaat kalır
Seçime 12 gün kaldı. Meydanlar hareketli. Liderler miting üzerine miting yapıyor. Kampanyalar renkli mi renkli. Partilerin seçim yarışını kamuoyu, "Amerikanvari kampanya" diye yorumluyor.
Oysa seçime katılan her parti, üç aşağı beş yukarı tam da "Fransızvari" bir kampanya izliyor.
Amerikanvari kampanyada yaşam tarzı tartışılmaz bile...
51 eyaletten oluşan bir federal çatıda toplanan ABD'de cemaat, kimlik ve ideoloji ile ilgili tercihler federe yapıları ilgilendirir.
Kampanyalar derli toplu, basit ve anlaşılır. Gelin görün ki, üniter yapılarda durum tam tersi. Fransızvari kampanyanın özü de bu. Seçimde dünyaya bakılır. Kimlikler öne çıkar. İdeolojiler yarışır. Mesajlar daha serttir. Ayrıştırıcı programlara yer veren kampanyalar öne çıkar.
Bu seçimde Türkiye'de de siyaset böyle bir çerçeveye oturtuldu. Kimlikler üzerinden yapılan siyaset yaşam tarzına dönüştü.
Türk siyasetine üç önemli yaklaşım damga vurdu.
Peki, bu değişimin nedenleri ne?
Laiklikle ilgili talepler, askere uygulanan baskı nedeniyle, fiilen büyük ölçüde kesildi. Bu da laiklikle ilgili talepleri geriye itti. Özellikle tartışmaların odağındaki türbanla ilgili idari uygulamalar çatışmanın üstünü örttü.
Ancak Türkiye'nin kimlik sorununun yanında çözülmesi gereken ekonomik sorunları da var! Her şeyden önce ekonomide makro ekonomik çerçeve belirsizlik taşıyor.
İşte bu sorular uzayıp gidiyor...
Halk, "Sel gider, kum kalır, köpük gider su kalır" der.
Açıkçası seçim biter, vaat kalır. Oysa dönem ekonomide iş yapma dönemi!!!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.