Gazetecilik, tanımlar ve ilkeler
Gazetecilikte tanımlar önemlidir. Çünkü yönlendirme içerir. Özellikle başlıkta yer aldıklarında...
Bazı gazeteler ve internet siteleri ABD'li gazeteci Seymour Hersh'ün Suriye'de kullanılan sarin gazı ile ilgili iddialarını şu başlıkla duyurdu: "Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh..."
Emekli generallere hayatları boyunca "Paşam!" diyen, bir kez vali ya da bakan olanın hayatı boyunca vali ve bakan olduğu bir toplumda bu anlayışın medya diline de sızması normal mi karşılanmalı? Tabii ki hayır!
Bir gazetecinin ödül alması, onun yaptığı ve yapacağı bütün haberlerin ödülü hak ettiğini göstermez. Çalışmaya bugün başlamış bir muhabirin haberine de, dünyanın en ödüllü gazetecisinin haberine de aynı evrensel gazetecilik ilkeleri çerçevesinde yaklaşılmalıdır. Hersh ile ilgili olarak bir tanımlama yapılacaksa onun sıklıkla yanlış haber ve yorumlara imza attığından da söz edilmelidir. Sözgelimi, ABD'nin Ladin operasyonu hakkındaki abartılı komplo teorisi... Lübnan'daki Fatah örgütünün Hariri tarafından fonlandığı yanlış bilgisi... Dört yıl önce gerçekleştirdiği ABD'nin İran'ı işgal etmek üzere olduğu kehaneti... Hersh deyince bunlar da akla gelmelidir.
Sabah'ın Hersh'ün iddialarına yer vermemesini eleştiren Mahmut G. adlı okurumuz: "Siz yazmasanız da olur. Hersh gibi gazeteciler sayesinde gerçekleri öğreniyoruz. Okuyun ve gazetecilik nasıl yapılırmış öğrenin" dedi.
Gazetecilik hataları
Öncelikle şunu belirtelim. Hersh'ün iddiaları Sabah'ta hiç yer almamış değil. Sabah hem iddiaları hem de ilgili ülke ve kurumların buna verdiği yanıtları sayfalarına taşıdı.
Öte yandan, Hilal C. adlı okurumuz Sabah'ın bu iddiaları çürütmek için yeterince çaba sarf etmediği düşüncesinde. Kendisine söylediğim şeyi burada tekrar edeyim: Bu konuya Türk medyasının gösterdiği ilginin nedeni gazetecilik başarısı değil, siyasi motivasyon.
Yine de, Sabah daha fazla yer vermeli ve iddiaları çürütmek için çaba mı sarfetmeliydi? Bence hayır.
Evrensel bir ilkedir: "Müddei, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür." Bu ilke gazetecilikte de geçerlidir. Aksi takdirde yapılan iş gazetecilik değil, manipülasyon ve iftira olur.
Yapılması gereken Hersh'e bir saygınlık atfetmek ve söylediklerini mutlak doğru kabul etmek yerine makalesini temel gazetecilik ilkeleri açısından incelemek. Bu açıdan baktığımızda yazarın ikna edici kanıtlar sunamadığını görüyoruz. Şu halde bir kahve muhabbeti sırasında duyduğumuzda gülüp geçeceğimiz bu iddiaları çürütmek için çaba sarfetmek de anlamsız.
Birkaç nedeni burada belirtelim:
Listeyi uzatabiliriz. Ama kısaca şunun altını çizelim: Gazeteci bir haberin ciddiyetine ya da doğruluğuna kimin işine yarayacağına ya da kimin işini zorlaştıracağına bakarak karar vermez. Siyasetteki kutuplaşmayı gazeteciliğe de yansıtmak ve muhalefet yapmak adına olur olmaz iddialara sarılmak anlamsızdır. Gayriciddi iddialarla okurları oyalamak, sizin ciddiyetinize gölge düşürür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.