Yine, yeni, yeniden
Model intiharların kamusallaşması sorununa kaç kez dikkat çektim; hatırlamıyorum.
İntiharın bulaşan ve kopyalanan bir eylem olduğunu kaç kez hatırlattım.
Elde var hüsran...
Duymuşsunuzdur; M.P. adlı yurttaşımız sosyal medya hesaplarından bir video yayınlayarak intihar etti. Video kısa sürede çok sayıda insan tarafından izlendi ve paylaşıldı. İnternet siteleri ve gazeteler bu olaya 'flaş' haber olarak yer verdi.
Sabah gazetesi de sanırım 'haber atlamama kaygısı' ile bu olaya kayıtsız kalamadı. 17 Ekim 2014 tarihli nüshasının 4. sayfasına manşet yaptı konuyu. Yanında bir başka 'köprüden atlama girişimi' haberi ile. Tam bir intihar paketi.
"İntihar haberleri yapılmasın" demek anlamsız ama 'etik kodlarını' unutmamak zorundayız.
Yapılan hataları sıralayalım:
Sabah'ın sorumluluğu
Türk medyasının bu haberi veriş biçimi 'mesajın yerine ulaştığı' algısına yol açtı. En tehlikelisi de bu.
Önümüzdeki günlerde arkalarında bir video bırakıp intihar edenler zuhur ederse bunun vebali medyanın omuzlarında olacak. Çünkü 'intiharın başarılı bir mesaj verme yöntemi olduğunu' düşündürdüler.
Bazıları "Sosyal medyanın bu kadar yaygın ve etkili olduğu bir dünyada, geleneksel medyanın intihar haberlerini nasıl verdiğinin bir önemi yok" diyebilir.
Bu düşünme biçimi Sabah için geçerli değil. Herkesin aynı hatayı yapmış olması Sabah'ın kendi okurlarına karşı duyması gereken sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor.
Üstelik doğru biçimde verilen haberlerin tersine bir etki yaptığı ve kopya intiharları tetiklemediği biliniyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.