Haber ve propaganda

Yazar Ahmet Turgut'un sosyal medyada yaptığı sorgulamadan ilham alarak soralım: Bir iddianın ya da haberin doğru olduğuna neden inanırsınız?
Ahmet Turgut okurlarına bazı seçenekler önermiş:
Haber kaynağına güvendiğiniz için...
Konu hakkında sahip olduğunuz ya da daha önce edindiğiniz önyargılarla uyuştuğu için...
Sizdeki yarım yamalak bilgi ve öngörüleri anlamlı bir bütün haline getirdiği için...
Konuyu bildiğini düşündüğünüz bazı insanlar 'bu haber kesin doğrudur' dediği için...
Haberin ya da iddianın doğru olması sizin işinize yaradığı ya da kullanışlı olduğu için...
Aynı konuda farklı bir görüş ya da iddia dillendirildiğini duymadığınız için...
İddia ya da haberin doğru olmaması durumunda hayal kırıklığına uğrayacağınız için...
Bu listeye başka maddeler de eklemek mümkün ama siz de fark etmişsinizdir ki bu maddelerin hiçbiri haberin doğru olduğunu ispatlamıyor. Ve ne yazık ki günümüzde pek çok insan haberlere inanıp inanmayacaklarına bu ve benzeri 'subjektif' kriterler çerçevesinde karar veriyor. Acıklı bir durum.
Oysa bir haberin doğruluğuna inanmamız için o haberin güçlü mesnedlere sahip olması, objektif, dengeli ve adil olması gerekir. Turgut'un da belirttiği gibi "Gazetecilik dilekler değil tespitler üzerine kurulu olması gereken bir meslektir." Dilek ve temennilere dayalı metinler haber vermekten çok propaganda yapma amacı taşır.