Hanutçu mu gazeteci mi?
Açık konuşalım. Şu cümleleri kurabilecek meslektaşımız yok denecek kadar azdır:
Bunu sevgili Hıncal Uluç da bilir. Yine de bu 'hanut' tartışmasını başlatması yerindedir.
Mesele gazetecinin tarafsızlığı ve bağımsızlığı meselesidir.
Mesele ahlak meselesidir.
Mesele inandırıcılık meselesidir.
Mesele saygınlık meselesidir.
Mesele haber ile reklamın birbirine karışması meselesidir.
Evrensel ilkeler
Evrensel ilkeler şöyle der:
Yukarıdaki maddeleri Medya Derneği tarafından hazırlanan Türkiyeli Gazeteciler İçin Etik İlkeler kitapçığından aldım. Konuyla ilgili bütün çalışmalarda benzer ifadelere rastlamak mümkün.
Çıkar birliği ve çatışması
Demek ki neymiş? İki kavram önemliymiş.
Birincisi: Çıkar birliği. Kabaca kaynak, gazeteci ve haber üçgeninde kurulmuş her türlü maddi ve manevi çıkar ilişkisini ifade eder.
İkincisi: Çıkar çatışması. Hem çıkar birliği ilişkisinin çeşitli versiyonlarını hem de gazetecinin öncelikli işinin mesleği olması gerektiğini, hatta gazetecinin başka bir işi olmaması gerektiğini ima eder. Gazetecinin hakikat ve okur nezdindeki sorumluluğunun altını çizer.
PR'cılık ve gazetecilik, iş adamlığı ve ekonomi yazarlığı, emlakçılık ve kentsel dönüşüm muhabirliği, sanat simsarlığı ve kültürsanat muhabirliği, restoran sahipliği ve mekân yazarlığı, parti organizatörlüğü ve magazin gazeteciliği vs. birlikte yapılmaması gereken mesleklerdir.
Elbette bu ilkenin istisnaları vardır ama temel ölçü tarafsız ve bağımsızlığınızı şüpheye düşürecek her durum, konum ve pozisyondan uzak durmaktır.
Dikkat edin: Ortadan kaldıracak, zedeleyecek ya da engelleyecek demiyorum; 'şüphe oluşturacak' diyorum.
Doğrudan ve dolaylı ilişkiler
Sözün burasında iki farklı hususu birbirinden ayıralım.
Gazetecinin işi
Gazetecinin öncelikli amacı yemek, içmek, gezmek, tozmak değil çalışmak ve haber yapmak olmalıdır. Kendi parasıyla tatile çıkıyorsa amenna ama gazetecilerin haber yapmak amacıyla çıktığı bütün gezilerin masrafları kurumları tarafından karşılanmalıdır.
Yalnızca davet yoluyla katılmanın mümkün olduğu bir basın gezisine gitmek zorunda kalmışlarsa bu durum ve masrafların kimin tarafından karşılandığı yapılan haberlerde açıkça belirtilmelidir. Yazıya 'Bu gezinin masrafları filanca kişi ya da kurum tarafından karşılanmıştır' şeklinde bir not koyulmalıdır.
Gazeteciler 'olayı yerinde inceleme fırsatı' sunduğu gerekçesiyle bu tür gezilere katılsalar bile haber değerini kendileri takdir etmelidir. Kimin arabasına biniyorlarsa onun düdüğünü çalmamalı, suya sabuna dokunmamaktan ve yıkama yağlamadan uzak durmalı, reklam değil haber yapmalıdır.
Şirazeden çıkmak
Artık hepimiz biliyoruz ki bu basın gezisi işinin suyu çıktı. Basın seyahatlerinin bazıları haber paylaşmak için değil gazetecileri birkaç gün şatafat içinde yaşatıp memnun etmek için yapılır hale geldi.
Bir şirketin İstanbul ofisinde dahi yapılabilecek iki saatlik bir sunum için gazetecileri toplayıp dünyanın öbür ucuna ya da güney kıyılarına beş günlük tatile götürmeler... Cilt bakımından bağırsak temizliğine türlü hizmetler... Yapılan işle alakası olmayan hediyeler... Ahbap-çavuş ilişkileri... Şampiyonlar Ligi maçlarına düzenlenen turlar...
Acaiplik aldı başını gidiyor ve işin tuhafı kimse yadırgamıyor.
Kaldı ki bunların çoğundan ya haber çıkmıyor ya da bütün gazetelerde aynı başlık ve cümlelerle yayımlanan basmakalıp halkla ilişkiler metinleri çıkıyor.
Vahim sonuçlar
Artık yeter!
Artık bu çılgınlığa, izansızlığa ve intizamsızlığa bir son vermek gerekiyor. Siyasi yelpazenin farklı yerlerinde bulunsalar dahi medya kuruluşlarının bu konuda etik ve ortak bir tavır sergilemesi gerekiyor.
Gazete yönetimlerinin acilen bu konuyu masaya yatırıp konuyla ilgili basmakalıp yayın ilkelerini gözden geçirmeleri, daha güncel ve detaylı hale getirmeleri, çalışanları için sınırlamalar getirmeleri gerekiyor.
İlke belirlemenin ve yayımlamanın Hürriyet örneğinde olduğu gibi sorunu çözmediği açıkça ortada... Bu ilkelerin sık sık vurgulanması ve uygulamanın takip edilmesi gerekiyor.
Maaşlarıyla süremeyecekleri sefayı bu yolla süren meslektaşlarımızı ve haber olmak isteyen kişilerle kurumları bu gayri ahlaki yöntemlerin artık işe yaramayacağına ikna etmek için ne lazım gelirse yapılması gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.