Otomotivde sular ısındı

Otomobil dünyası için, özellikle de Avrupa ve çevresi açısından, Mart ayı önemlidir. Otomobil üreticisinden yoksun, yani tarafsız İsviçre'nin Cenevre şehrinde her yıl düzenlenen fuar, markaların eşit şartlarda mücadele ettiği bir arenadır. 9-19 Mart tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilere açacak olan Cenevre Otomobil Fuarı'nda sergilenecek önemli yeniliklerin dergimiz yayına hazırlandığı sırada açıklananlarını ileriki sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Şimdiye kadar açıklanan modeller fuarın çok şaşaalı olmayacağını gösteriyor. Yine de Türkiye pazarını ilgilendiren önemli bazı modellerin ilk gösteriminin yapılacağını atlamamak gerekir.

Mart ayına sarkan bir görüşme otomotiv sektörünü sarstı. PSA Grubu'nun Opel'i satın almak istemesi ve General Motors ile görüşmelerin sürmesinden bahsediyorum. Şirketlerin rakiplerini satın alması ya da ortaklık kurmaları yeni bir durum değil. Hatta otomotivde bunun ilk örneği olarak General Motors'u bile gösterebiliriz. Saab gibi köklü bir otomobil markasının tarihin tozlu sayfalarına gömülmesine sebep olan General Motors, Avrupa'daki markası Opel'e (tabii İngiltere'de Vauxhall'a) talip olan PSA Grubu ile pazarlıklara devam ediyor. En azından bu yazı yazıldığı sırada durum buydu. Renault-Nissan Aliance'ın tepe yöneticisi Carlos Ghosn'un yardımcısıyken ayrılıp PSA Grubu'nun başına geçen Carlos Tavares, yeni nesil SUV modellerde işbirliği yaptığı Opel'i kanatları altına alarak büyümek istiyor. Bu pazarlık nasıl sonuçlanır bilemem ama eğer birleşme gerçekleşirse Opel'in eli güçlenirken GM'in Avrupa pazarından pay almak için yepyeni stratejiler geliştirmesi gerekecek, tabii istiyorsa.

Birleşerek büyüme stratejisini başaran gruplar olduğu gibi başaramayanlar da var. VW Grubu, kanatları altına Mitsubishi'yi de alan Renault-Nissan Alliance, olumlu sinyaller gelen FCA (Fiat Chrysler Automobiles) gibi birleşmeler yoluna devam ederken, örneğin Daimler ve Chrysler'in başarısız girişimi unutulmamalı. GM çatısı altında en ağır işlerin yaptırıldığı üvey evlat muamelesi gören Opel, belki böyle bir birleşmeyle çok daha hızlı bir şekilde hedeflerini büyütebilir. Tavares'in Opel'i Avrupa dışındaki pazarlarda da satma planı olduğunu açıklaması da bu fikrimi destekliyor. Bakalım zaman ne gösterecek.

Mart ayının bizim için ayrı bir önemi daha var. Otohaber, 3 yıl önce yani 2014 yılı Mart ayında aylık olarak yayınlanmaya başladı. Aylık olarak yayınlandığı ilk sayısından itibaren Türkiye'nin en çok satan otomobil dergisi unvanını alan otohaber, 3 yıldır açık ara birinciliğini korumaya devam ediyor. Bu başarı için emek sarf eden herkese ve siz değerli okurlarımıza çok teşekkür ederim.

Kazasız günler dileğiyle…