Türkiye'de bir dönem mizah dergileri çok satardı. Ancak bu dergiler son yıllarda ciddi ivme kaybetti. Mutlaka bir nedeni vardır ama Limon'un son sayısında Ahmet Ülkü'nün yazısını okuyunca o eski günleri hatırladım. İşte keyifle okuyup güldüğüm o satırlar:
Askeri birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bu meş'um günlerde, imamlar cuma vaazında cuntanın faziletlerini anlatacak.
Devlette 1923 zindeliği esas alınacak. Başkomutan Kastamonu'ya gidip eline balyoz alarak "Vatandaş buna balyoz denir" diyecek. Meclis'in girişine "Egemenlik kayıtsız şartsız militerindir" yazılacak.
Sahte kimlikle Doğan görünümlü Şahin kiralanacak. Aracın arkasına "Darbelerin ustasıyım, cuntaların hastasıyım, tek rakibim AKP" yazılacak. Aynı araçla gece yarısı başbakanlık konutunun önüne gidilerek son ses, "Bir gece ansızın gelebilirim" şarkısı dinlenecek.
Belli yazarlar Şükrü Saracoğlu Stadı'nda kapalı tribüne kapatılacak. Kendilerinden Meksika dalgası yerine ulusalcı dalga yapmaları istenecek. Futbolun sadece futbol olmadığı öğretilecek.
Bankaların yönetiminde emekli askerler görev alacak. Bankalar her sabah İstiklal Marşı'yla açılacak. Kadın, erkek bütün personel asker tıraşı yaptıracak.
Okullarda her sabah andımızdan sonra EMASYA protokolü okunacak.