MAHMUT ÖVÜR

Birlikte yaşamanın formülü

Önceki akşam Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca düzenlenen "2012 Birlikte Yaşama Ödülleri" törenini televizyondan izledim.
Gidemediğim için üzüldüm ama o havayı, o renkliliği ve çeşitliliği kaçırmadığım için de sevindim.
Ödülü hak eden isimler ve kurumların her biri başka bir anlam ifade ediyordu. Jüriyi kutluyorum.
Zorla tek tipleştirilerek farklılıkların en aza indirildiği bir ülkede biraz geç de olsa "birlikte yaşama"nın değerini anlamaya başlamış olmak bile önemli...
Ama hâlâ birlikte yaşamanın gereğini tam anlamıyla hayata geçirebilmiş değiliz. O gece "bilimsel çalışma" alanında ödül alan sosyolog Nilüfer Göle, bu açıdan altı çizilmesi gereken bir tespit yaptı:
"Birlikte yaşayabilmek için birbirimizin tarihini, kültürel farklılıklarını öğrenmemiz gerekiyor."
Bugün yaşadığımız siyasi sorunlara ortak çözüm bulamayışımızın da, her tartışmayı gerilimle sonuçlandırmamızın da en önemli nedeni bu "birbirimizin tarihini" bilmemektir.
Biraz olsun Kürtlerin, Alevilerin, Süryanilerin, Yezidilerin tarihini biliyor olsak bugünü daha az sancıyla atlatırdık.
Biraz olsun, bu ülkede Ermenilerin, Rumların neler yaşadığını biliyor olsaydık daha az acı yaşanmasına yol açardık.
Göle'nin dediği gibi bu "zahmetli iş"i yapamadığımız için her gün onlarca genci toprağa verirken, sadece izlemekle yetiniyoruz. Oysa yapılması gerekenin formülü açık:
"Birlikte yaşamak birbiri ile çoğalabilmek, nefret söylemi yerine sevgiyi, ırkçılık yerine melez yaşamayı yeğlemek."
Bunu o gece "Proje" alanında Aşure-Anuşabur Projesi ile ödül alan Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi ve Özel Getronagan Ermeni Lisesi öğrencileri gösterdi bize... O liseli gençler mesajlarını Türkçe anlatırken içimden "Keşke Türk olan Ermenice, Ermeni olan da Türkçe konuşsaydı ve biz de biraz Ermenice anlayabilseydik" diye düşündüm. Başörtülü Türk kızının kısa da olsa bunu yapmaya çalışması gerçekten anlamlıydı.
O gece belki de büyük çoğunluğumuzun bu ülkede var olduklarını bilmediği Süryani Cemaati Mardin Metropoliti de ödül aldı. Harvard mezunu Saliba Özmen'in Türkçe birlikte yaşama mesajı ise muhteşemdi.
Bu çoğulculuğu sadece sivil toplum örgütlerinin değil, siyasetin de yakalaması gerekiyor.
Bir süre önce "Tarih kitaplarında Kürtler neden anlatılmaz" diye yazdım...
Geç kalmadan bu ülkenin bütün renklerinin "ortak bir tarihi" olduğunun anlatılması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı bunun bir formülünü bulmalı ve ders kitaplarına koymalı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.