CHP'li yenilikçilerin derin suskunluğu

CHP'deki iç gerginlik "susarak" geçiştirilecek gibi değil. O gerginliğin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki günkü grup konuşmasıyla giderileceğini bekleyenler hayal kırıklığı yaşadı.
Alt alta sıralanan 11 maddelik öneriler hoş görünse de CHP'lilerin barış sürecine ilişkin yaşadığı karın ağısını gidermeye yetmedi.
Bu ağrıyı da elbette "ulusalcılar" değil daha çok "yenilikçi" dediğimiz kesim çekiyor. Gerçi "çözüm süreci karşısında bu kadar sessiz kalmamalıyız" diyerek 29 imzayla bir toplantı yaptılar ama etkili olamadılar.
Hatta genel başkanın "bu toplantı burada bitmiştir, artık kimse konuşmasın" demesine rağmen çıkıp konuştular, beklentilerini anlattılar ama CHP'nin topluma yansıyan siyasetinde etkili olamadılar.
Şimdi parti politikasıyla "genel başkan" arasında sıkışıp kalmış durumdalar.
Aslında sadece Kürt meselesindeki barış süreciyle ilgili değil, CHP, son dönemde gündeme gelen birçok konuda derin bir iç çelişki yaşıyor. Alın anayasa konusunda verdiği sözü. Şimdi CHP'nin ulusalcıları, hatta eski genel başkanları Deniz Baykal, sık sık medyaya çıkıp, "Türk milleti" kavramını sahiplenip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramına karşı çıkıyor.
Oysa CHP'nin, 2011 seçim bildirgesinde aynen şöyle deniliyor: "Tüm yurttaşlarımızın demokratik haklarını etkin şekilde kullanabilmesi için eşit, çoğulcu ve anayasal yurttaşlık ilkesini egemen kılacağız."
Baykal da, Süheyl Batum da, Birgül Ayman Güler veya Muharrem İnce de bu sözü Türkiye toplumuna vererek milletvekili seçildi. Bu nasıl oluyor? O sözü unutmuşlar. Ama en ilginci Batum...
Batum, 14 Ekim 2001'de çok daha net bir açıklama yapıyordu: "Türklük ibaresi çıkarılarak yerine getirilecek olan 'Yurttaşlık' ifadesi ırk, etnik köken veya dine dayanmayan hukuksal bir bağ olduğunu içermeli."
Kürt meselesiyle ilgili Van toplantısında söylenenlerden, Avrupa Konseyi Özerklik Şartı'na kadar birçok konuda CHP seçim dönemlerinde farklı sözler vermişti. Ama nedense iş somut adım atmaya gelince hep karşı çıkıyor.
Bu durumda CHP'nin sosyal demokratları daha ne kadar sessiz kalacak merak ediyorum.