Kavganın mağduru meslek liseliler

Üniversite sınavına iki ay kala Danıştay, YÖK'ün katsayı değişikliği kararını ikinci kez iptal edince ortaya yeni bir kaos çıktı. Milyonlarca aday ve aile "Şimdi ne olacak" telaşı içine girdi. Aylarca önce "Üniversiteli olacağım" diye dershanelere koşan meslek liseli öğrenciler, üç kez değişen katsayı kararı karşısında ne yapacağını bilemez durumda. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ortaya çıkan belirsizliğin aşılacağını, gençlerin bu durumuna çözüm bulunacağını ifade etse bile, bu kavganın mağduru olan gençleri yatıştırmaktan uzak.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, karardan sonra acil olarak12 Şubat'ta başvuruları sona erecek olan Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LGS) ertelenmeden yapılacağını açıkladı. Eğitim çevreleri ise sınav takviminin açıklandığı şekilde işlemeyeceği görüşünde.
Tüm bu olumsuzluklar binlerce adayın sınav mağduru olmasına yol açtı. Karar birçok hukuki sorun ortaya çıkardı. Sınav için başvuran binlerce öğrenci, koşullar değiştiği için "Koşulların böyle olduğunu bilseydik başvurmazdık" diyebileceği gibi, bazı adaylar da "Koşulların böyle olduğunu bilseydik biz de başvururduk" diyebilir. Olay yazboz tahtasına döndü.
Şimdi ne olacak?
YÖK bu konuda kesinlikle geri adım atmak istemiyor. Danıştay'ın da artık yasaya değil, niyet okumaya endekslenmiş olduğunu görüyoruz. Bu durumda en fazla zarar gören öğrenciler... Gerek katsayı kararının alınmasında, gerek Danıştay'ın durdurma kararında ve gerekse davayı açan kurumların eğitimden uzak kurumlar olması ve araştırma inceleme yapmadan bu kararları almış olmaları düşündürücü ve manidar. Danıştay bu kararla YÖK'e yasalar ve kanunlarla değil "niyet okuma" yoluyla "Dur" demiştir. Bu da üzerine düşülmesi gereken bir durumdur. Bundan sonra ne yapılabilir? Öncelikle YÖK'ün 0.8-0.3 yani eski sisteme dönmesi, sistem açısından mümkün değildir. Yapılması gereken öncelikle ÖSYS başvurularını en az iki hafta ertelemektir. Çünkü öğrenciler mevcut sistem için başvurduğundan, sistem değişikliklerinde hukuki bir hak kazanır. Bu durumda başvuru süresinin uzatılması gerekir. YÖK bu sürede geniş katılımlı bir toplantı yaparak toplumsal mutabakat sağlamak zorundadır. Ayrıca 2547 sayılı Yasa'nın 45. maddesi hemen değiştirilmelidir. Ancak unutulmamalıdır ki kesin çözüm bilimsel bir araştırma ve toplumsal mutabakattan geçecektir. Ayrıca eğitimle ilgili kararların bu kadar basit ve eğitimcilerin katkısı istenmeden alınması ülkemiz adına bir kayıptır.