Gaf mı?

Canlı yayında, üstelik ulusal bir kanalın Ana Haber Bülteni'nde "Piç kurusu" demek gaf mıdır? E biraz! Yani teknik olarak.
Mehmet Ali Birandlı haberleri ben seviyorum. Niye seviyorum; çünkü eğleniyorum.
Ana haber bültenleri uzun zamandır ilginç değil, çocukluğumdaki anneannem gibi saat yedide "Ajansı açın da bakalım neler olmuş" heyecanıyla geçmiyorum ekranın karşısına.
Gün içinde Türkiye'de ve dünyada olan olmayan her gelişme, istesem de istemesem de cebimde, bilgisayarımda, Twitter'da, parmağımın ucunda zaten.
Kimse kusura bakmasın ama kim takar ana haber bültenlerini. Ancak olağanüstü bir gündem olacak da canlı bağlantılar için ana haberi bekleyeceğiz. Belki. O yüzden Mehmet Ali Birand benim favorim. Gülüyorum ona. Neşesini, heyecanını izlemeyi seviyorum. Yorumlarını takip ediyorum.
Geçen akşam internette çok tıklanan bir videonun haberini sundu Birand. Küçük bir çocuk, hatta bebek mama iskemlesine tırmanıyor, oturuyor. Görüntü bitince "Piç kurusu nasıl oturdu" deyiverdi Birand.
Anında internet sitelerinde şok şok şoklandı. Canlı yayın gafının babasıydı bu.
Bazı şeyler televizyonda söylenince gaf oluyor da günlük hayatta neden olmuyor? Yani şimdi kim kimi kandırmış oluyor?
Kim kimi, kim kendini, aslını ne için inkâr ediyor? Ve hangi kelimelerle, hangi yalan nezaketlerle yüreğimize serin sular serpiliyor?
Ben de ekran karşısında ilk tepki olarak "piç kurusu" çektim o bebeğe. Hani sevimli, tatlı, yaramaz manasında.
Alın size hayatımızdan samimiyeti düşük bir yaprak daha. El âlem ne der dünyası, imaj dünyası, birbirini kandırma dünyası bu dünya.