Lütfen daha fazla...

Lütfen daha fazla "Sen anlamazsın" demeyin; gayet iyi anlıyoruz, anlıyorlar.
Lütfen daha fazla "Ümüğünüzü sıkarım" kıvamında tabirler kullanmayın; tatsız oluyor, yakışmıyor, bu yakarım yıkarım halleri hoş değil.
Lütfen daha fazla "Benim şuyum, benim buyum, benim bilmemnem" diye diye bölmeyin; uzaklaşılıyor, can acıyor, umutsuzluk kol geziyor.
Lütfen daha fazla fırsat bu fırsat haydi sen de rakibine taş at, tokat at havasına girmeyin; hiç inandırıcı olmuyor.
Lütfen daha fazla bananecilikten dem vurmayın; 'Bana ne' mazereti geçerliliğini yitiriyor.
Lütfen daha fazla kazananın yanında olayım da bana bi'şey olmasın rotasında gitmeyin; uzun vaadede kimin neyi ne şekilde kazanacağı belli olmuyor.
Lütfen daha fazla ortamı yakalamışken gıcık olduğunuz, düşmanlık beslediğiniz kim varsa saldırmayı, açıklarını yakalamayı marifet bilmeyin; dışarıdan hiç şık gözükmüyor.
Lütfen daha fazla sanatçıyı hor görmeyin, etiketlemeyin, sınırlamayın, sınıflandırmayın, önüne duvar örmeyin, yargılamayın, damgalamayın, sanatını elinden almaya kalkışmayın; onlarsız demokrasi, onlarsız sağlıklı bir gelecek, onlarsız ifade özgürlüğü, onlarsız ayağı yere basan bir toplum, onlarsız nefes alabilmek mümkün olmuyor.
Ve lütfen daha fazla saygısızlık etmeyin; gördüğünüz gibi yürümüyor, bu gemi böyle gitmiyor, battı batıyor.