Valla iyi niyetliyim
Az önce aldığımız bilgiye göre iyi niyetin açamayacağı kapı yok. Elle tutulur olsun, sanal olsun. Öyle bi'şey ki bu 'iyi niyet' DNS ayarı çekmeden Twitter'a bile girebiliyorsun. Vay be. Biz kötü niyetliyiz galiba.
Kırıldık, darıldık, kötü sanıldık.
Var, var ve sağlam iş yapıyor. İyilikler, kötülükler, niyetler, ödenen diyetler beni çok düşündürüyor.
Gittik, oyumuzu verdik. Tebrik ederiz. İnşallah hepimiz için güzel şeyler olur. Konuyu şöyle genele ve de yerele bağlamak isterim; şikâyet etmek istemiyorsan, sen de nerede olursan ol hakkın için oy ver. Üşenme.
Twitter'ın kapatılması kanımı dondurdu. Tweet atma hastalığı açısından değil, sanal sosyalleşme sevdası açısından değil... haklarım(ız) açısından, özgürlük açısından, ifadenin olmazsa olmazlığı açısından, böyle cümlemizin makasla ortadan yarılmasının acısından.
Misal size küçücük, gündelik bir örnek. Kedilere alerjim var. Bilgi bu. Bir kediye dokundum mu, aynı odada uzun süre bulundum mu bittim ben. Nefesim sıkışıyor, gözlerim akıyor vesaire. Yıllardır bu böyle. Peki şimdi yazı yazarken kucağımda kim var? Komşumun kedisi Fatma ve ben gayet iyiyim.
Bir yıldır direndi Fatma. Her gün yanıma gelmeye çalıştı, kaçtım, yanaşmadım.
Sonunda aramızda bir şey oldu, Fatma'ya "Hayır" diyemez oldum ve zamanla nezlem durdu, gözlerim yaşarmamaya başladı ve artık ben Fatma'yla kucak kucağa oturuyorum.
Demek ki kedilere alerjim yok.
Demek ki gerçekten düşünce çok güçlü. İnanç dört kaplan gücünde. Mesela yani.
İyi de kız zaten ne kadar utandığını, aptal olduğunu düşündüğünü yazmış. Bu yazıyı kaleme alması bile onun kendiyle barışık olduğunu göstermiyor mu? Evet neydi sözümüz bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
Herkesin bilmediği neler neler var. Ben bu "Açığını yakaladık, haydi dalga geçelim, kendimizi bir halt sanalım, ferahlayalım" bakışlarından, çıkışlarından, aslında tıkanışlarından çok sıkıldım.
İstanbul'un son zamanlarda en sevdiğim beş mekanı sırasız şöyle; 1. Yemekleri, atmosferi ve şıklığıyla Flamingo 2. Özellikle Pazar kahvaltısı ve sürpriz partileriyle Emirgan'daki La Boom 3.
Günde üç öğün, her zaman Lucca 4. Biraz cool takılalım, farklı lezzetler tadalım dersek Karaköy Gaspar 5. Spor sonrası güneşli sabahların vazgeçilmezi Bebek Kahve.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.