Modayı, Çin yönetiyor
400 KİŞİLİK DEV KADRO
Bunlar bir tüccar için yeter de artar nedenler olsa da, 'imajın her şey' olduğu moda dünyası Çin'e yaklaşımını daha derin nedenlere dayandırmalıydı, inanın bana. Maddiyat, dünün istenmeyen elemanının, dünya modasını kendi ayaklarına kapanmasının tek nedeni olamazdı. Çin artık mağaza vitrinlerine yapışıp, ağzı sulanarak bakmaktan çıkmış, kendi kurallarını koyan, hatta ve hatta beğenilerini üreticiye ve daha da önemlisi 'yaratıcı beyinlere' dikte eden bir güç haline gelmişti. Çin'e sıcak bakan tabii ki ilk Prada olmadı. Philip Lim'den Chanel'e, Christian Dior'dan Fendi'ye pek çok marka Çin'de koleksiyon tanıtımına gitmiş, hatta geçen hafta ülkeyi ziyaret eden Diane Von Furstenberg en büyük hayalinin bir gün tüm Çinlilere bir tişört satmak olduğunu açıklamıştı. Ama Prada hepsinin bir adım önüne geçerek, Çin'e aralarında 35 manken, bir düzineden fazla makyöz, kuaför, satın almacı ve müşterilerden oluşan sayıları 400'e yaklaşan dev bir takım gönderdi. Ne de olsa Pekin, geleceğin moda başkenti olarak görülse de hâlâ Prada ayarına uygun yeterince mankeni, makyaj uzmanı, kuaförü, stil danışmanı ve defilenin ön sıralarını süsleyecek şık sosyetiği yoktu. Ama ne önemi var, bir yıl içinde yüzde 75 büyüme gösteren Asya Prada, 2011 yılı içinde dokuz mağaza açmak için 50 milyon pound ayırmış bulunuyor. Çin'de sunacağı koleksiyon için ülkeyi tanımaya yönelik çok araştırma yaptığını belirten Miuccia Prada, saygınlığından ödün vermemek için olsa gerek, "Çinlilerin sevmediği şeyleri bu koleksiyona eklememeye çalıştık. Çinlilerin üniformaya, penyeye ve Cheongsam denilen geleneksel elbise modeline sıcak bakmadığını öğrendim. Koleksiyonumun ana hatlarını bunlar belirliyor," demiş Lisa Armstrong'a ve eklemiş: "Ama Çinliler çabuk öğreniyor, çok hızlı adapte oluyor. Bize de alışacaklar." Anlayacağınız konu imaj olsa da, parayı da Miuccia Prada'nın yan cebine koymak gerekiyormuş. Ne de olsa artık hepimiz Çinliyiz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.