Bihter’le Behlül okusun
Tabii ya, siz susun, biz susalım, sorunlar ortaya serilmesin, dolayısıyla da çözülmesin, kedi pisiliği gibi halının altına süpürülsün. Sonrası malum işte. Asliye hukuk mahkemeleri belediye otobüsüne dönsün, insanlar boşanmalara doyamasın. Hem size bir şey söyleyeyim mi eğer bir kadın evde artık şikâyeti, erkeklerin deyimiyle 'dırdır'ı birdenbire kestiyse, artık "Neden bana hiç güzel sözler söylemiyorsun?", "Neden bana hiç sürpriz yapmıyorsun?", ya da "Neden artık benimle hiç sevişmiyorsun?" demeyi bıraktıysa, yani evde bir 'huzur ve sessizlik ortamı' oluşmuşsa, bilin ki o kadın kendisine sürprizler yapan, iltifat eden (ilerde dırdır da edeceği) başka bir erkek bulmuştur. Ve de artık o evliliği yürütesi de hiç yoktur. Geçmiş olsun.
Ama işte dediğimiz gibi erkeğin gözünün dışarı kayması için böyle sebeplere gerek yok. Çok 'maceraperest' arkadaşlardır onlar. Üstelik de öyle "Ben karımı aldattım, o zaman bu evliliği sürdürmenin bir manası yok, en iyisi boşanalım," falan diye de düşünmezler. Aldatan kadının aksine yani. O hem evdeki düzeni devam etsin ister, hem de dışarıdaki safari heyecanı.. Bu ilk zamanlar tatlı gelebilir ama bakınız şöyle bir de araştırma yapılmış: Eşlerini aldatan erkekler genellikle panik atak oluyormuş. Yaşadıkları gizli saklı olaylar, yasak bir ilişkinin başlardaki tatlı heyecanı, iki üç kişiyi aynı anda idare etmenin hazzı ve bu hazzın verdiği güç, iktidar duygusu, bir süre sonra yerini iç sıkıntısı ve kaygıya bırakıp, ellerinin ayaklarına, kollarının çarşafa dolanmasına neden olabiliyormuş.
Söz konusu araştırma özet olarak, aldatan kadının depresyon, aldatan erkeğin de panik atakla boğuştuğunu ortaya koymuş. Eeee şeytan azapta gerek. Her şeyin bir bedeli var demek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.