ÖNCEL ÖZİÇER

Barbie bebek anneleri

Ekranda testi gibi sıralanmışlar... Menemen imalatı... Yaşlar çıtır ama görüntüler eskisinin makbul olduğu bir peynir türünü andırıyor. Bir tanesinin anası da yanında... En suskunları da o zaten. Sözü menajer-anneye bırakmış zahir... Kandırılmış bu kızancıklar! Hiçbirinde öyle iki palavraya kanacak göz yok gerçi ya... Adamı sulu götürüp kupkuru getiren yeni nesil kızları onlar. Şimdi bu zekâ küpleri kısa yoldan şöhret olup parayı bulma hayaliyle bir yarışmaya katılmışlar. Aslında ortada yarışma falan yokmuş da, işte bunlara öyle denilmiş. "BBG türü bir yarışma düzenliyoruz, katılanlara hem para ödülü hem de ünlü olma garantisi," demişler. Bunlar da elimde hıyar var diyene tuzluğu kaptıkları gibi soluğu yarışmanın yapılacağı (!) evde almışlar. Her cumartesi canlı yayına çıkacakları söylendiği için her hafta giyinip süslenip hiçbir zaman gerçekleşmeyecek o yayını bekler olmuşlar. Tam iki ay. 60 gün... Sonunda ailelerden biri "Ulen galiba bu işin içinde farklı bir tiyatro var," diyerek lütfedip şüphelenmiş de iş ortaya çıkmış. Ama tabii bu süre içinde iş de işten geçmiş. Dört bir yanı kameralı evde en mahrem anları kaydedilen kızların görüntüleri çoktaaaan internette ayağa düşmüş bile vs. İşte o gün ekranda testi gibi sıralanıp "Ama bizi kandırdılaaaaar," dedikleri gün yani, ben de içimden "Hay," dedim "sizi doğuran analara kurban olayım ben!" Özellikle erken yaşta anne olmuş ve de kendi hayallerini yaşayamamış, renkli hayat hayali içinde patlamış anne tipi bunlar. Doğurdukları kızlarını, Barbie bebeğiyle oynayan bir kız çocuğu gibi süsleyip püslüyor, kendi hayallerini onların üzerinde gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Her yere beraber gidiyorlar örneğin. Erkek arkadaşlarıyla yaşadıkları tüm ayrıntıdan haberleri var. Cinsel hayatları dahil! Her tür ilişkilerini onlar yönlendiriyor zaten. Şöyle konuş, böyle giyin, öyle davran. Çocukları evlat değil onların gönlünde, kendi kayıp gençliklerini yaşıyorlar o körpe bedenler üzerinde. Kızlarıyla aynı bedendeler, gardıropları aynı, anneleri değil de ablaları gibi görünüyorlar ve bunun söylenmesinden de gurur duyuyorlar. Yıllar önce Petek Dinçöz, henüz İzmir'de yaşarken ve henüz ünlü olma hayalleri olan küçük bir kız çocuğuyken, sürekli beraber 'takıldığı' annesinin, kendisini ablası olarak tanıttığı ve Petek'e "İnsan içinde sakın bana anne deme," diye tembihlediği konuşulurdu mesela. Ünlüler dünyasında menajer anneyle dolaşan örnek çok var zaten. Saymayalım şimdi tek tek. Evlat denilen varlığın çeyiz sandığında kalan ucuz hayaller uğruna bozuk para gibi harcanamayacağını idrak edemiyorlar. O küçük kız çocuklarına, çok yazık ediyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.