Önce düşünenlerin en önce düşüneni
Üçüncü ligde Vicenza formasıyla parladığında rakipler de boş durmuyordu. Tekmeler havada uçuşuyordu. Rimini maçında dizine aldığı darbeyle sağ dizinin bağları ilk kez koptu. Durmadı ayağa kalktı. 86'da Fiorentina formasını sırtına geçirdi. Floransa halkı ilk günden ona tapmaya başladı. Serie A'nın kasapları ona kafayı takmıştı. Daha ilk sezonunda bir kez daha ameliyat masasının yolunu tuttu. Dizinden iki operasyon geçirip yola devam eden, üst düzey futbol oynayan çok az isim vardır.
***
***
Juventus formasıyla Floransa'ya deplasmana gittiği ilk maçta kazanılan penaltıyı atmayı kabul etmedi. Maçın ardından tribünden atılan Fiorentina atkısını boynuna takıp sahayı terk etti. Milan'ın ambargo koyduğu yıllarda UEFA Kupası'nı kaldırdı. Kaptanlığa yükseldi. 1993 yılında Rivera ve Rossi'den sonra France Football'ın en iyi futbolcu ödülünü alan üçüncü İtalyan futbolcu oldu.***
1995'de Juventus'tan ayrıldı. Bütün büyükleri dolaşacaktı. Sıra Milan'daydı. İki sezonda 12 gol attı ama iz bırakmadı. 1992'de Avrupa Şampiyonası'nda İtalya yoktu, 96'da İtalya varken de o evindeydi. Kariyerine "Avrupa Şampiyonası'nda oynadı" yazdıramadı. Del Piero'nun parlamasıyla Juventus'tan kopan, en verimli yıllarında Milan'da teknik adamların kafayı taktığı adam huzuru Bologna'da buldu. İkinci bahar dedikleri işte…
***
Massimo Moratti için zor yıllardı İnter'de. Takım dokuz yıldır şampiyon olamıyordu. Fiorentina günlerinden beri hayran olduğu futbolcuya bir gün mutlaka Inter forması giydirecekti. Üç yıl aradan sonra Milano'nun öteki renkleriyle San Siro'ya adım attı. Inter kariyeri boyunca Lippi ile yıldızı barışmadı. 9-2000 sezonuna girilirken Inter'den ayrılmaya karar verdi. Onu ikna eden ya da ikna ettiğini sanan Galatasaray'dı. Galatasaray'a evet demişti. Ne olduysa bir akşamda oldu. Futbol dünyasından uzak yakın arkadaşlarıyla her zaman akşam yemeklerinde buluştuğu restoranda çevresindekilerinin ısrarıyla ülkeden ayrılmamaya karar verdi. Çok sonraları "Neden sen çok iyiydin?" sorusuna bir tek cevap verdi: "Ben önce düşünürdüm."Çocukken Inter'liydi, Fiorentina'yı çok sevdi sonra bir gün Boca Juniors'lu oldu en güzel at kuyruklu adam. Nasıl mı? "Bir gün Arjantin'den maç özetleri izliyordum. Skor 4-0 idi. Futbolcular ve tribün maçın ardından galibiyeti kutluyordu. Ya da ben öyle sanmıştım. Maçı kazanan değil kaybeden Boca Juniors'tu ve çılgınlar gibi futbolculara tezahürat yapıyorlardı. O gün Boca'lı oldum."
***
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.