O benim annemdi
"Oğlum" diye seslenişini de duyamadım anne.
***
Bu canım sana hep hasret, hep yanık kalacak anne,
Bu bayram da yollardayım, sana geliyorum,
Başucunda duaya, toprağını sulamaya,
Mezarında sana ağlamaya geliyorum anne…
Annesi için yazdığı şiiri okurken gözyaşlarıma hakim olamadım. O da benim gibi ana sevdalısı bir Karadeniz uşağıydı.
Şiiri saat 02.00'de yazmış…
Gecenin pey vakti yani…
El ayağın çekildiği saatler…
Eminim yazarken hıçkırıklara boğulmuştur, Karadeniz mavisi gözleri buğulanmıştır güzel yürekli arkadaşımın…
Bu yüzden merkeze alınmasına şaştım ya neyse.
Öztürk, Rize, Tunceli ve Kırşehir Emniyet Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Tunceli Emniyet Müdürü iken PKK'nın uzaktan kumandalı mayınlı saldırısına hedef olmuş ve ölümden de kıl payı kurtulmuştu.
Çok donanımlı bir polis şefidir Öztürk.
Yeteneklerinden istifade etmemiz gerekirdi…
"Hayatın eksik sayfalarını tamamlamayacak şiirler" diye yazmış kitabında.
"Asla eksik sayfalara düşlerinde kurduğun aşkı sığdıramazsın.
Cehennem ateşine atılmışçasına yanarsın pişmanlıklarınla ve kasım yangını gibi tutuşursun gün be gün. Dere sel kumuna dönersin mavi gelgitli kıyılarda. Dalları kurumuş yorgun taflan yaprakları misali savrulursun, eksik sayfayı tamamlamak için. Şiir, aşkın bakracıdır. İmkânsızlığın gölgesinde gözleri ile güneşlenirken yüreği ile sever seni. Eksik sayfaların arasında sevdalı, yalnız bir yürek gibi."
Öztürk, son kitabı Eksik Sayfa'da mısra mısra hayatı ve sevgiyi tamamlamaya çalıştı.
Herkesten birer mısra var, su gibi akan eksik sayfalarda…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.