Önderlik savaşı
Kulislerden aldığımız bilgiler bu yönde.
Parti içinden ve dışarıdan CHP Genel Başkanlığı için aday çok…
Sonuçları kamuoyuna açıklamadı ama partili milletvekilleri anketlerin sonuçlarını biliyor.
İlki Tarhan Erdem'den.
Erdem'in anketinden CHP yüzde 16.2, AK Parti yüzde 57 çıktı.
Konsensüs'ün anketinden ise CHP yüzde 17, AK Parti yüzde 58 çıktı…
Oranlar hemen hemen aynı.
Kafayı çeken, "Ahh biz ne yaptık da Kılıçdaroğlu'nu başa getirdik" diye hayıflanıyormuş. Başını duvarlara vuran bile varmış.
Şimdilik iki aday belirlendi.
Biri TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, diğeri ise İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince.
Ama patronlar henüz herhangi birini Kılıçdaroğlu'nun yerine monte edebilmiş değil.
Deniz Baykal'dan başlayalım isterseniz… Karizmatik biri…
Tamam, ağzı da iyi laf yapıyor…
Ama Baykal'ın tabandaki eski gücü artık yok. Ona pek şans tanınmıyor.
CHP'nin eski Genel Sekreteri… Deniz Baykal'ı koltuğundan eden adam. Partiyi Kemal Kılıçdaroğlu'na teslim ettikten sonra kapı dışarı edilen kurt politikacı.
Dik durmasıyla tanınıyor. Delegeye ne kadar hakim olacak, göreceğiz. Ama Sav, her şeye rağmen şanslı.
Genel Başkanlığa soyunan adaylardan biri de Okay'dır… Ancak milletvekili değil.
Dolayısıyla gruba başkanlık yapması da mümkün değil.. Bu yüzden şansı yok.
Gönlünde yatan aslandır 'genel başkanlık' ama 'kavgacı kimliği', hakkında açılmış davalar, ilkesizliği ve ayrıca gece hayatına olan düşkünlüğü hevesini kursağında bırakacak gibi.
Aday olur mu?
Sanmam…
Baykal karşısında bir kez 'denedi' ama başaramadı. O da şans tanınmayanlardan.
Sözünün eri, ağzı laf yapan mert bir delikanlı…
Yörüktür, yarım saatte bir karar değiştirmez. Gerçek bir Atatürkçü'dür.
İlkelidir, sözünde durur.
Çalışkandır.
Ama kendiliğinden ortaya çıkmaz, gösterilirse adaydır.
İsabetli olur.
Demokrat lider Kılıçdaroğlu, Gök'ü bu sebeple ablukaya aldı.
Kürsü yasağı koydu.
Bütçede konuşturmadı.
Basına açıklama yapmasını da yasakladı.
Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışını da böylece görmüş olduk.
Onlar siyaset üretmek yerine 'kurultay'a kilitlenmiş vaziyetteler.
Baykal gibi düşünüyor; 'küçük olsun benim olsun' diyorlar.
Hedefi İstanbul, Ankara ve İzmir'i almak.
Bu üç ili alırsa kongreyi garantilemiş olacak.
Kılıçdaroğlu sabah insanın ağzına bal çalar, öğlen biber sürer, akşam ise aç bırakır.
6 saat arayla yaptığı konuşmalar bile birbirini tutmuyor" diye yakınıyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.