Dursun'suz 25 yıl (2)
Mustafa, Ali Dursun'un inşaatı süren evinin ahşap işlerini yapan usta marangozuydu.
Yol sarsmıştı… Köyün orta yerindeki eski evin kapısında kocaman bir dut ağacı vardı.
Yanında da karkas halinde iki katlı beton bir bina… Bizi beklemeyen Mustafa önce şaşırsa da, sonra sevgiyle sarıldı bize.
Yorulmuştuk.
Terasa çıktık.
Arkadan baklava ve yayık ayranımız geldi…
Henüz nefes almıştık ki, Mustafa'ya, "Ne tabancan var" diye sordu.
O da, "Babamdan kalma bir 5'li mavzerim var. Ama bugüne kadar ne ben elimi sürdüm ne de bir başkasına sürdürdüm" dedi.
Sivri zekalının biri de "Kuvvetli bir sarsıntı geçirirse düzelir" diye akıl vermiş, onlar da babasının eline 5'li mavzeri tutuşturmuşlardı.
Adam zorla tetiği çekmiş, patlayan merminin sarsıntısından yere düşmüştü. Tabii felci düzelmemiş bir gün sonra da hayatını kaybetmişti.
Marangoz Mustafa, bu olayı anlatırken gözleri ıslanmıştı. Haliyle biz de etkilenmiştik.
Az sonra naylona sarılmış bir tüfekle geldi.
Beşli şarjörde o günden kalan 4 mermi vardı… Tüfeği Ali Dursun'a uzatan Mustafa,
"Babam öleli yıllar oldu. Onun hatırasına saygıdan tüfeği asıldığı yerden şimdi indirdim. Mermilerin üçünü sen at doktor, birini de bana bırak" demişti…
Önce tüfeğe baktı.
"İyi bir silahmış" dedikten sonra mavzeri havaya doğrultarak peş peşe üç el ateş etti…
Kalan tek mermiyi de Marangoz Mustafa attı…
Ardından hüngür hüngür ağladı.
Çok duygusal bir sahneydi.
Biz de ağladık…
Kardeşim Hayri ile birlikte Of'taydık.
Nisan ayının son günleri hava sisli ve soğuktu.
Nedenini bilmediğim acayip bir sıkıntı yüreğimi sarmıştı.
Biz de suskunduk, etraf da.
Beklediğimiz güzel haber gelirse, ne yapacağımızı da planlamıştık… Öğleye doğru aramıştı Dursun, "Anamın rüyası çıktı geliyorum" demişti… Beklediğimiz güzel haber buydu işte.
Rüyayı aylar önce rahmetli anacığım görmüştü. O da 'Anam' derdi fistuğuma.
Hayri, "Sen sakın gelme" dedi.
Dinletemedik. "Geleceğim ve anamın elini öpeceğim" diyerek kestirip attı.
Dediğim dedikti.
Israr faydasızdı artık…
Rize'den gelen bir canavar kamyon onu sevdiklerinden çok uzaklara götürmüştü.
Dr. Ali Dursun Hanedan'ın...
Mekanı cennet olsun. Ayşegül'üm, Pınar'ım, Gülsüm'üm ve Çağatay'ım… Sevgili babanız, güzel insandı.
Benim de can arkadaşımdı.
Anneniz Tuncer Hanım da öyledir…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.