Akınoğlu kendisini kral zannediyordu
Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun, selefi Prof. Dr. Yalçın Kekeç'in karşısına rektör adayı olarak çıkarken hazırladığı mini bir kitapçık vardı.
Tıp fakültesinden bir grup arkadaşıyla birlikte 2004'te kaleme aldığı o kitapçıkta "Demokrasi", "şeffaflık", "hoşgörü", "bilimsel standardın yükseltilmesi" ve "Dünyanın saygın üniversiteleri arasına girmek" gibi çok güzel hedeflerden söz ediyordu.
O günlerde genç yaşta Çukurova Üniversitesi'ne rektör olan Alper Akınoğlu ile kapsamlı bir röportaj yapmıştık.
Bazen hafta geçmiyordu ki SABAH Güney'de Çukurova Üniversitesi veya Rektör Alper Akınoğlu ile ilgili bir haber olmasın...
Ama sonra bir gün Cumali Kurtar diye bir adam çıktı sahneye.
***
Ama sonra baktık ki iş ciddi; araştırmaya başladık.
Üniversiteyi yakından tanıyan ve üniversitede derslere de girmiş olan arkadaşımız Ufuk Tekin olayı irdelemeye başladı.
Bir süre sonra "Müteahhidin anlattıkları çok ciddi" diyerek iddiaları mercek altına aldı.
İnce eleyip sıkı dokumasıyla tanıdığımız arkadaşımız Ufuk Tekin, elde ettiği bilgi ve belgeleri sekiz gün süren bir yazı dizisine dönüştürdü.
Dizi bitti,
Geçen perşembe günü de rektörlük seçimi yapıldı.
Akınoğlu'nun bir nevi krallığı da bitti.
Böylece üzerindeki zırh da kalktı…
Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, Çukurova Üniversitesi'ne erken saatlerde bir operasyon düzenledi.
Mali Şube'de görevli polisler, yüzlerce belgeye el koydu, sabahın 7'sinde önce Akınoğlu rektörlük konutundan alındı.
Emel hanıma söylemek istediği herhangi bir şey olup olmadığını sorduk.
Polislerin arasında iki eliyle yüzünü saklamaya çalışırken, arkadaşımız Ufuk Tekin'e öfkeyle söylediği şu söz kayıtlara geçti: Sen önce yediğin cezalara yan!
Her şeyden önce biz, şekli hukuk açısından yediğimiz ve yiyeceğimiz cezalardan değil, onur kırıcı bir iddiayla suçlanmaktan korkarız.
"Önce kendinize bakın Emel hanım" dedik.
Tabii içimizden...
Sonra peş peşe sorular düştü usumuza.
Neden gözaltına alındınız?
Ve kimdi bu kadın?
Evi barkı, yazlığı kışlığı, parası pulu var mı, varsa ne kadar?
Yakınlarının üzerinde gözüken evler var mı?
Onlar o malı hangi meşru kazançla elde ettiler?
Operasyonu yürütenler, elbette bu soruların cevabını arayacak ve bulacaktır.
Üniversitedeki ihale tuhaflıklarına rapor hazırlayarak dikkat çeken o üç yiğit mühendisin de ifadesine başvurulacaktır herhalde.
Ali Önal'dan Yalçın Kekeç'e, Rıfat Çelik'ten Fikri Başlamışlı'ya, Kurtuluş Turgut'tan Mustafa Çetin'e kadar onlarca yetkisiz yetkilinin ve o zavallı kantinci Süphan Tutaysalgır'ın da ifadeleri alınmalı.
Mali Şube'nin maharetli polisleri, hangi niyet ve kurgu ile nasıl bir ihale çarkı kurulduğunu saptayacaklardır.
Sonuç olarak dün Alper Akınoğlu için deniz bitmiş kara görünmeye başlamıştır.
Elinde bilgisi ve belgesi olan herkes Özel Yetkili Savcıya yardımcı olmalıdır.
Hoş bu dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamıştı, Alper Akınoğlu'na mı kalacaktı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.