REFİK ERDURAN

Yaş ile kuru

Etik ile estetik apayrı kavramlardır.
İkisini karıştırırsanız, birinde üstteyken ötekinde alta düşebilirsiniz.
Size borcunu ödemeyen birinden davacı olurken ahlak açısından haklısınızdır. Ama onun anasına söverseniz yarattığınız çirkinlik yüzünden ofsaytta kalırsınız.
Tüccarlık ayıp değildir. Ancak kimi mesleklerin o uğraşla bir araya gelmesi tuhaf kaçar. Tüccar asker, tüccar doktor, tüccar gazete yazarı yadırganır.
Tüccar eğitimci de keza. Çünkü gönül ister ki yeni nesli yetiştirme çabası parasal kaygıları öne geçirmeyecek düzeyde bir hizmet konusu olsun.
Gelgelelim uygulamada gerçek çok farklı. Hele, yarım yüzyıldır eğitimi ticaretle iyice haşır neşir etmiş olan Türkiye'de.
Şimdi yine öğrenci avı mevsimi geldi çattı ya. Üç çocuk okuturken, Kapalıçarşı'da yakasını çığırtkanlardan kurtarmaya çalışan turist gibiyim. Caddelerde çarşaf çarşaf gerili bez ilanlarının, broşürlerin, mektupların, bilgisayar ve telefon mesajlarının "tanıtım" bombardımanından bunaldım.
Alandaki girişimcilerin geniş istihbarat ağı da var. Geçenlerde kitapçıda rastladığım tanıdık bir eğitimci çocuklarıma abartılı övgülerle başladı lafa. Son durumlarını en ince ayrıntıya kadar biliyordu. Sonra, yeni açılan bir okulun pazarlamasını yaparken sayısız "avantaj" sıraladı. Tam burs önerileriyle yetinmiyor, ayrıca avanta imalarında da bulunuyordu.
Soyut bir çirkinlik değil bu tablo. Alanın gerçek hizmetkârlarının önünü somut biçimde kesiyor. Dün konuştuğum kolej sahibi dostum Mehmet Ayar eskiden başarılı bir bankacıydı. O uğraşı bırakıp varını yoğunu eğitime yatırdı; yepyeni yaklaşımlarla aldığı sonuçlar gözlerinin içini güldürdü. Ama hepsi "Birinciyiz" diye yalan yarışına kalkan meslektaşlardan yakınırken üzüntülüydü dün.
Alanın idealistlerinin alkışlanacak yerde alaya alındığı da oluyor. Kültür Eğitim Kurumları kurucusu Fahamettin Akıngüç "Amaç kâr değil, eğitim olmalı" temalı bir kampanya başlattı. Konunun uzmanı bir yorumcumuz özel okul sahiplerinin iyi para kazandığına işaret ederek "Güldürmesin bizi" diye yazdı.
Her işletme gibi okulların da sağlam parasal temele oturtulması şarttır tabii.
Ama bir süre üniversitesinin kitap yayıncılığına katkı sağlarken iş üstünde tanıdığım Fahamettin Bey "tüccar ruhlu" değildi kesinlikle. Yönetimi devralan kızı Bahar Hanım da geçen yıl İTİ-UNESCO Türkiye Merkezi'nin Avrupa Birliği desteğiyle açtığı yaz okuluna üniversite olanaklarını bedava tahsis etti.
Paragözlüğü kınayalım, değer de bilelim.
Hem etik, hem estetik açıdan doğru olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.