AB'de "Geliyorum" diyen deprem
Türkiye, hükümetin "Kardeşlik ve Huzur Projesi" adını verdiği Kürt sorununa odaklandığı için AB'den söz eden yok.
Zaten AB'nin tüm organları da Eylül başına kadar tatilde. O kadar ki dönem başkanı İsveç'in internet sitesine girdiğinizde "Etkinlik" olarak sadece çeşitli konularda yayınlanan bildirileri görüyorsunuz. Myanmar'da muhalefet lideri Suu Kyi'nin 18 ay ev hapsine mahkûm edilmesine AB'nin tepkisi, birkaç ay önce darbeyle yönetimin değiştiği Madagaskar'da anayasal düzene dönüş takviminin belirlendiği Maputo zirvesi kararlarına destek gibi... (Not: "Aday ülke" sıfatıyla Türkiye'nin de AB'nin Maputo kararlarına destek kararına katıldığı belirtiliyor.)
AB için "Dur" kararı
Ancak tatil dönüşü AB'yi bir "Bomba" bekliyor: Alman Anayasa Mahkemesi'nin "AB Anayasası" diye nitelenen "Lizbon Anlaşması" ile ilgili olarak 1 Temmuz'da verdiği karar. Yüksek Mahkeme o kararında Lizbon Anlaşması'nın Alman Anayasası'na aykırı hükümler içermediği sonucuna varınca AB Konseyi, yani devlet ve hükümet başkanları ile AB Komisyonu derin bir nefes almıştı.
Ancak kararın 147 sayfalık gerekçesi AB'nin temellerine neredeyse dinamit koyan uyarılarla ve kısıtlamalarla dolu. En önemlilerini sayalım:
Entegrasyona veda
AB uzmanları, hukukçular, Brüksel'deki bürokratlar ve de siyasiler Alman Anayasa Mahkemesi'nin bu kararının veya yorumunun yol açacağı sonuçları -biraz geç de olsa- görmeye başladılar. Kararın tek anlamı var: Avrupa'nın siyasi entegrasyonuna paydos!
Siyasal bütünleşme süreci kesilen, hatta duran AB'den geriye ne kalacak? Yanıt: Bir "Ortak Pazar". Yani, AB'nin 1960'lardaki adına dönmesi gerekecek: Avrupa Ekonomik Topluluğu!
Peki böyle bir gelişmenin Türkiye'nin AB sürecine yansıması veya etkisi ne olur? Bize göre yolu açar. Yani üyeliğimizi kolaylaştırır.
Çünkü siyasal entegrasyon hedefleri -yoksa hayalleri mi demek daha doğru- suya düşmüş Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğine itirazların hemen hemen tümü de ortadan kalkar.
Ve çünkü "Ortak Pazar" boyutlarına indirgenmiş bir AB'nin kıtanın en büyük pazarlarından biri olan Türkiye'ye ihtiyacı "Şiddetle" artar.
Evet, AB şimdilik Türkiye'nin gündeminden düştü. Evet, AB organları ve bürokratları tatildeler.
Ama tatil dönüşü seyredin siz gümbürtüyü...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.