Yalancı poker
Adına ister "Milli Birlik Projesi" deyin, ister "Demokratikleşme", ister "Kardeşlik Projesi"; biz Kürt açılımını en başından itibaren destekledik.
Çünkü, akan kanın durması gerekiyor.
Çünkü anaların gözyaşının dinmesi gerekiyor.
Çünkü AB ile üyelik müzakereleri yapan bir ülkenin sicilinden terörün, terörle mücadelenin silinmesi gerekiyor.
Çünkü Türkiye'nin enerjisinin, kaynaklarının ülkemizin geleceğinin inşasında kullanılması gerekiyor.
Çünkü "Cihanda sulh"a katkıda bulunmak için önce "Yurtta sulh"u sağlamak gerekiyor.
Çünkü Türkiye'nin önce bölgesel, sonra küresel güç olabilmesi için evinin içini temizlemesi gerekiyor.
Bunlar gibi daha yüzlerce gerekçe sıralayabiliriz.
Ancak bu açılımın "Olmazsa olmaz" bazı parametrelerin kabulüne dayandırılması gerektiğini de her fırsatta hatırlattık:
Dağın ve İmralı'nın mesajları
Hatta, çözümün parametreleriyle önemli ölçüde örtüştüğü için dağdan ve kamptan inen 34 kişilik grubun yanlarında getirdikleri mektuptaki 9 talebi de makul karşıladık. Neler istiyorlar? Bir daha hatırlatalım:
Ancak... Mektubu yazanların ilk sırada saydıkları, bizim ise listenin sonuna aldığımız Öcalan'ın yol haritasının iskeletini oluşturan üç aşamalı öneri dün avukatlarınca açıklandı ve işin rengi değişti.
Zira İmralı sakini baklayı ağzından çıkarıyor. Çözümden anladığı şu: Sözde devlet istemiyor, "Toplumun demokratik yönetimi" dediği bir kavram ortaya atıyor ama "Ekonomik, sosyal, siyasi, hukuki ve diplomatik" alanlarda "Kürtler'in kendi kendilerini yönetmeleri" ni şart koşuyor. "Sosyal alan, kendi eğitimini örgütlemektir" diyor, "Uluslararası alan, diplomatik alan olarak belirttiğimiz şeydir" diyor.
Açıkçası, "Okullar ayrı, yargı ayrı, yönetim ayrı, bütçe ayrı, spor ayrı, dış temsilcilikler ayrı olacak" demeye getiriyor.
Adını koyalım; buna "Bask modeli" denir. Hatta ondan da öte bir model. Çünkü, Basklılar'ın -en azından henüz- dış temsilcilikleri yok. Meğer dağdan-kamptan inenlerin mektubundaki talepler bir "Prelüd"müş.
Meğer İmralı sakini ile dağdaki-düzdeki arkadaşları "Yalancı poker"e hevesleniyorlarmış.
Onlara Başbakan Erdoğan'ın dün yayınladığımız uyarılarını bir kez daha okumalarını tavsiye ediyoruz: "Bu son şans. Sil baştan yapabiliriz."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.