
Herkes evine...
SABAH dört gün önce, Diyarbakır'daki tüm önemli sivil toplum örgütleri adına konuşan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu'nun kapatılan DTP'nin milletvekillerine çağrısını manşete taşıdı: "Meydanı örgüte bırakmayın!"
Ahmet Türk ve arkadaşları sağduyunun sesine dün kulak verdiler ve istifadan vazgeçip Meclis'e dönüş kararı aldılar.
Gerçi bu karar değişikliğinde Öcalan'ın avukatları aracılığıyla gönderdiği "Henüz istifa aşamasına gelinmedi. DTP'liler Meclis'e geri dönüş yapabilirler" haberinin, daha doğrusu vizesinin (Yoksa "Talimatı"nın mı demek daha gerçekçi?) birinci derecede etkili olduğunu herkes biliyor. Zaten, Türk ve arkadaşları da bu gerçeği açık açık söylemekte sakınca görmüyorlar.
Olsun. Öcalan'ın karamsar tahminleri, kötü senaryoları boşa çıkarması bile başlı başına bir olay. Hatırlayın; Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararından sonra gerek bazı Türk, gerekse bazı Kürt çevrelerinde "Öcalan muradına erdi, DTP'yi kapattırıp tek muhatap olarak kaldı", "Öcalan gerilimden medet umuyor", "Apo, DTP'lileri defterden sildi" gibi yorumlar ve senaryolar üretilip duruyordu. İmralı'nın o senaryoların tam tersine DTP'lilerin önünü açmasının -her ne kadar son sözün kendisinde olduğu kanısını pekiştirmiş olsa da- en azından üç yararı olacak.
Uzun sözün kısası; haydi seçilenler Meclis'e, seçenler evlerine...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.