İki portre bir proje

Atina'daki ve Roma'daki görüntülere bakınca, demokrasi adına hüzünlenmemek mümkün değil.
Yorgo Papandreu, Yunanistan'ın son dönemde gördüğü en düzgün, en dürüst ve en donanımlı başbakandı. Avrupa'da planlanan post-modern bir darbeyle yerini bir teknokrata bıraktı. Silvio Berlusconi'nin yönetim tarzı elbette tartışılabilir, özel hayatı elbette yerden yere vurulabilir ama koalisyonlardan çok çekmiş İtalya'ya siyasal istikrar getiren bir başbakandı. O da Avrupa'nın postmodern darbesiyle sahneden çekildi, yerine bir teknokrat oturdu.
Seçimle gelenler uzaklaş(tırıl)ıyor, Avrupa'nın tezgâhından geçmiş teknokratlar iktidar koltuğuna kuruluyor.
Bir de bu gelişmeler "Yunan ve İtalyan baharı" diye nitelenmiyor mu; ört ki ölem. Evet, belki bahar ama ilkbahar değil; olsa olsa demokrasinin sonbaharı...

Yorgo Papandreu da, Silvio Berlusconi de hiç değilse onurlu bir vedayı hak ediyorlar.
Atina Temsilcimiz Stelyo Berberakis ile Roma Temsilcimiz Yasemin Taşkın'a birer telefonum yetti. Sağolsunlar, ikisi de geceli- gündüzlü çalışıp Papandreu'nun ve Berlusconi'nin "Ardından" yazılarını kısa sürede tamamlayıp bana gönderdiler.
İki -düşmüş, daha doğrusu düşürülmüşliderin öykülerini yarından itibaren yayınlamaya başlayacağız.
İlgiyle okuyacağınızdan eminim. İlgiyle ve biraz da iç çekerek.

Bayram demedik, seyran demedik, "İçi kadar dışı da güzel SABAH" projemizi bir an önce sonlandırmak için uğraştık. Neredeyse sonuna geldik sayılır.
SABAH'ın kuşe kâğıda henüz basılmadığı sadece Antalya'daki matbaamız kaldı. Onu da en kısa sürede, sanırım bir haftaya kadar çözmüş olacağız.

Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...