Hıncal Uluç'a
Hıncal Uluç'u, sevgili Hıncal Ağabey'i hem üzdük, hem kızdırdık. "Hıncal'ın Yeri"nde dün yayınlanan sitem yüklü yazıyı herhalde okudunuz; çünkü SABAH'ın en çok okunan köşeleri arasında yer alıyor. Okumayanlar için en can alıcı bölümlerini aktarayım:
"Son zamanlarda keyifli sabahım neredeyse kalmadı. Kahvemi koyuyor, kapıdan gazetemi alıyor, sayfamı açıyorum... Koskoca ilan... Kalan yere zavallı editörüm, mizanpaj yapmasına imkân kalmadığı için, derme çatma bir iki yazıyı sığdırabilmiş..."
"Beni siyah beyaz sayfaya taşıyın. Reklamcıların sevmediği sol sayfalara alın. Sayfa umurumda değil, yazım çıksın dedim ama değişen bir şey olmadı..."
***
Ve reklamverenin yalnızca ama yalnızca Hıncal Uluç'un sayfasında o ilanın yayınlanması şartını koşmuş olması.
Ancak bazen, özellikle de hafta sonları bir noktaya kadar sonuç alabiliyorum. Doğrusu, pek de direnemiyorum. Çünkü;
Reklam ve satış gelirleri bizim hem bugünümüz, hem de yarınımız için tek güvencemiz. Daha doğrusu tek güvencemiz olmalı.
Zira reklamverenler, özellikle "Hıncal'ın Yeri"ni tercih ediyorlar. Hangi sayfa olursa olsun.
Hem sonra "Hıncal'ın Yeri"ne adres değiştirmek yakışmaz. Ne gazete içinde, ne gazete dışında. O, okuruyla bütünleşmiş yazarın Türk basınındaki en başarılı örneğidir.
Sevgiyle ve saygıyla ellerinden ve yanaklarından öperim Hıncal Ağabeyim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.