"Le Monde" bir kadına emanet
Bir gazete bir ulusun kimliğinin ana unsurlarından biri, bir ülkenin en önemli kültürel değerlerinden biri, bir devletin referans kaynaklarından biri olabilir mi? O gazete "Le Monde" ise olur. Tıpkı, "The New York Times"in, "The Times"in, "Halkın Günlügü"nün, bir zamanlar "Pravda"nın olduğu gibi...
1944 Ekim'inde, General Charles de Gaulle, o sırada haftalık "Temps Present" gazetesinde yazı işleri müdürü olan Hubert Beuve-Mery'yi çağırdı: "Bana, Le Temps'ın yerine, gerçek bir referans gazetesi hazırla..."
"Le Temps" Alman işgali döneminde işbirlikçi Vichy Hükümeti'ni desteklemişti.
General de Gaulle, "Le Temps"ın binasını da verdi Hubert Beuve- Mery'ye.
İşte "Le Monde" böyle doğdu. 18 Aralık 1944'te.
Şimdi 300-350 bin arasında gidip gelen tirajı 20'nci yüzyılın ikinci yarısında, 1970'lerde, 1980'lerde 600 bini geçti. Dünyada da sıkı bir okur kitlesine sahipti. Bugün de öyle. Fransa dışındaki satışları hâlâ 40 binin üstünde.
Ancak zamanla gazetenin finansal yapısı bozulunca, dışarıdan sermaye desteği aranınca bu statü yavaş yavaş değişmeye başladı.
Bugün "Le Monde"da asıl güç, gazetenin finansmanını sağlayan bir "Troyka"da: Pierre Berge, Xavier Niel, Mathieu Pigasse.
Ancak yazı işleri gazetenin yönetiminde söz sahibi olmaya devam ediyor.
Yerine, "Le Monde"a özgü yöntemle halef arayışı başladı: "Kim yazı işleri müdürü olmak istiyor?"
Gazeteden 4 kişi başvurdu. "Troyka" adayların sunumlarını, "Le Monde"un geleceğiyle ilgili projelerini dinledi, sonunda birini uygun gördü.
Ama atayamadı. Çünkü yazı işlerinin onayı gerekiyordu.
Belirlenen aday önce yazı işleri şirketinin yönetim kurulunda oylandı. Yeterli oyu aldı. Sonra sıra tüm yazı işleri kadrosunun oy kullandığı seçime geldi. Sonuç: Orada da aday yazı işlerinin yüzde 79.98'i adaya güvenoyu verdi.
Gazeteciliğe "La Liberation"da başladı, "Free lance" olarak devam etti, "Le Monde"a 1996'da girdi. Asıl ilginci, bugüne kadar hiçbir yöneticilik deneyimi olmadı. Ne servis şefliği, ne bölüm başkanlığı. Yalnızca muhabirdi.
Sadece Fransız değil, tüm Avrupa medyası "Le Monde" gibi ağır mı ağır, ciddi mi ciddi bir gazetenin başına bir kadının seçilmesini, "Devrim" diye niteliyorlar.
Bakalım, bu kadar ağır bir gazete, kadın eli değince, nasıl bir evrim geçirecek...
İzleyip aktarmaya devam ederim. Natalie Nougayrede'i yürekten kutluyor ve başarılar diliyorum.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta efendim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.