ERDAL ŞAFAK

Üç anekdot

İki yıl kadar önceydi. Ankara Temsilcimiz Okan Müderrisoğlu, her sabahki "Ne var ne yok" görüşmelerimizin birinde bir kulis bilgisi aktardı: "Cumhurbaşkanı Gül, geçen akşam Çankaya'da yakın dostlarından birini ağırlamış. Konuğu Başbakan Erdoğan'ın da yakın dostuymuş. Yani, ortak dostlarıymış. Sohbette konu dönmüş dolaşmış, 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerine gelmiş.
Gül ilk kez açık açık konuşmuş: '2007'de Tayyip Bey adaylığı koymamakla büyük bir fedakârlıkta bulundu. İkinci kez fedakârlık istemek ne adalete sığar, ne de kader arkadaşlığımıza. Bu kez fedakârlık sırası bende...' Erdal Ağabey, bu kulis bilgisini çok sağlam, çok güvenilir kaynaklardan aldım..."
Yani, ben ve birçok kişi, Gül'ün 10 Ağustos 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayacağını iki yıl öncesinden biliyorduk.
Bir başka deyişle, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacağını iki yıl öncesinden biliyorduk.

***

Çünkü AK Parti'nin Erdoğan dışında bir ismi aday göstermesi en sivri akıllıların bile zihninden geçemezdi.
Zaten -o tarihte- henüz açıklanmamış olan bu gerçeği geçen ay Viyana-Paris-Lyon'u kapsayan mini Avrupa turundan dönerken, uçakta Erdoğan'a bir soru biçiminde formüle etmiştim:
"AK Parti'nin sizin dışınızda bir ismi aday göstermesi halinde, bu kişi sadece seçime katılan adaylardan biri olarak kabul edilecek. Sizin aday gösterilmeniz durumunda ise, Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci Cumhurbaşkanı olarak görülecek. Bu algıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Erdoğan, "Evet, söylediğiniz gibi, halk böyle bir tepki veriyor" dedi ve yeni dönemin cumhurbaşkanının portresini çizdi:
"Gerçekten de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı siyaset dışı olarak değerlendirmek, aslında Türkiye Cumhuriyeti'ne en büyük haksızlıktır. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle değildir. Tüm ülkelerde cumhurbaşkanlığına siyasetin içinden gelenler aday oluyor. Son dönemde Türkiye çok güçlendi. O nedenle de, siyasetin içinden gelenler ile dışından gelenlerin performansları farklılık gösterecek..."
***

Peki, Erdoğan "Performans" ile ne kastediyor?
Erdoğan'dan bu sorunun yanıtını da 30 Mart yerel seçimlerinden sonra Adile Sultan Sarayı'nda biz gazetecilere verdiği öğle yemeğinde aldım: "Anayasa, Cumhurbaşkanı'nı yürütmenin başı olarak görüyor. Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak. Protokol Cumhurbaşkanı değil; terleyen, koşan, koşturan Cumhurbaşkanı..."
Bu üç anekdotun yardımıyla önümüzdeki 5 yılı biçimlendirmeye başlayabilirsiniz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.