Yooo, işler değişeceeek!
Kılıçdaroğlu'na geçen gün, "Gül'le görüştün mü" diye soruldu, "Görüştüm... Kendisine her zaman saygı duyarım..." dedi.
Ne güzel!
Keşke cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde da saygı duysalardı da, o 367 garabeti yaşanmasaydı. Neyse, geçti gitti.
E tabii, "Gül'le görüştün mü" sorusu, "yeni bir Ekmeleddin vakası çıkar mı" merakına matuftu.
"Ekmek için Ekmeleddin" vardı ya, onu diyorum. Hani kimi CHP'liler mırın kırın etmişlerdi de Kılıçdaroğlu resti çekmişti: "Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz..."
Haliyle...
"Abdullah Gül'le bir temasınız var mı, CHP'nin yeni çatı adayı olabilir mi?" diye soruldu.
"Öyle bir temasım yok" dedi Kılıçdaroğlu, "Ben ziyarete gittim. Oturup ülke sorunları üzerine konuştum..."
Demek ki o konuda bir "temassızlık" var.
Yoksa hepten "temassız" değil, oturup ülke sorunlarını konuşuyormuş işte, daha ne olsun.
Ya Melih Gökçek, onunla bir "temas" var mı peki?
CHP'nin Genel Başkanına sorulacak soru mu bu? Koca partide bir belediye başkan adayı bulamadı da yıllardır kıyasıya muhalefet ettiği Gökçek'in mi kapısını çalacak?
Haklısınız...
Lakin Kılıçdaroğlu'nun sicilinde var bu! Mansur Yavaş'ı unuttunuz mu? Tescilli ülkücüydü ama geçen seçimde CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilmişti.
Gelgelelim, mezkûr soruya "Hayır," cevabı verdi. Yani, Gökçek'i düşünmüyor.
Ama yine de "temas" kapısı bırakıyor gibi bir hali var. Yoksa ne diye Gökçek'in istifasını dert edinsin.
Öyle bir "hayırlı olsun" dedi ki, "Aytun Çıray'dan sonra siz de katılacak mısınız bu partiye" diye soran olsaydı başı ağrımazdı.
O derece empati doluydu...
Zaten çok empatik bir insan evladı. Mesela, Suriye konusunda kıyametleri koparmıştı ama Davutoğlu'na "hakkımızı helal ediyoruz" demişti. PKK'lılar için "hendekteki arkadaşlar" ifadesini kullanmıştı.
Abdullah Gül'e de her zaman saygısı olduğunu söylüyor.
Ne zaman ki sıra Erdoğan'a geliyor, o "empati insanı" anında "kurt adama" dönüşüyor.
Bu tarz bir de FETÖ'de var.
Malumunuz, Erdoğan'a karşı CHP'yi de HDP'yi de desteklediler. Şimdi de Akşener parti kurdu diye kırk gün kırk gece bayram ediyorlar.
Erdoğan'a karşı iblisle de kol kola girerler, demeyeceğim, zaten kol kola gönül gönüleler.
Tıpkı 15 Temmuz öncesi gibi.
Akşener o vakitler, "Yooo, 15'inden sonra işler değişeceeeeek... Başbakan olacağım..." demişti.
Şimdi "Cumhurbaşkanı olacağım" diyor...
Tamam, TSK değişti ama 15 Temmuz'un ana sponsoru "büyük şeytan" hiç değişmedi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.